Sana uzaklardan sesleniyordum lakin soluğun yanağımda, aklımda, fikrimdeydi… Dokunamasak da birbirimize… Yıldızlara dalmıştım… Gece biraz maviden, biraz da siyahtan çalmış üzerime doğru geliyordu. İçimden, parmağımla hangi yıldızı seçsem acaba pişti oluruz onunla diye geçiriyordum. Ulaşmaya çalışıyor, kendimi saklıyordum… Bir güvercin, bir duman yollayayım hangi yıldızı seçtiğini öğreneyim istiyordum, kendimi senden çok uzaklara atıyordum. Nasıl bir haldeydim… Çocukluk desem değil… Büyüklük, olgunluk desem hiç değil… Öyle telaşlı, öyle damdan düşmüş, öyle üç tarafı şaşkınlıkla çevrilmiş tatlı bir salaklık halindeydim ki sorma gitsin… Sor-ma dedim ya, cevapla… Nasıl bir aralıktan sızmıştın tenime…