Ben sapsarıydım ilk görüşümde seni. Masumdum ama kırgındım; ruhunu toparlamayı henüz öğrenememiş, can kırıklarının cam kırıklarından daha fazla acıtacağına inanmayan güçsüz ama sapasağlam bir kazıktım. Sen ise apayrı, kıpkırmızı ve en tehlikeli tüm düşüncelerimi her cümlende aklıma tekrar tekrar getiren, biri, bir yuva, bir çatı, bir yağmurluk, bir gülümseme, küçük bir ateş ve büyük bir yangındın. Sana dokunmak istedim. Daha önce boyalarla oynamaya bayılan bu ufak parmaklarım kırmızı ve sarıyı hiç birlikte yaşatmamıştı bir kağıdın üzerinde. Karıştırmak istedim, denemek istedim, denedim. 30 Eylül 2019