Story cover for BİR GÖNÜL DAVASI by eilfky
BİR GÖNÜL DAVASI
  • WpView
    Reads 3,316,212
  • WpVote
    Votes 138,728
  • WpPart
    Parts 43
  • WpView
    Reads 3,316,212
  • WpVote
    Votes 138,728
  • WpPart
    Parts 43
Complete, First published Sep 01, 2019
|TAMAMLANDI| 

Yarası kendinden güzel adam ve onun güzel Ay'ı.


02.09.2019
All Rights Reserved
Sign up to add BİR GÖNÜL DAVASI to your library and receive updates
or
#16sevda
Content Guidelines
You may also like
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
Karanlığın Tutsağı by symdaldalli
41 parts Complete
(Düzenlenen kısımları mevcuttur.) GÖRÜLMEMESİ GEREKEN ŞEYLER... "Neden beni izliyordun?" "Seni izlemiyordum. Neden bahsettiğini bilmiyorum." TEHLİKELİ OYUNLAR... "Ha! Bu arada, bir daha ki sefere anahtarı daha güvenli bir yere koymalısın." KORKU DOLU ANLAR... "Korkuyorsun." Dedi sakince kollarını göğsünde birkeştirirken. "Ne?" Diye sorduğumda tekrar arabaya yaslanıp yüzümü inceledi. "Korkak değilim dememiş miydin? Bende diyorum ki korkuyorsun. Az önce söylediğin kelime tam olarak kaçmıyorumdu fakat o kaçamıyorum olacak. Etrafın sarıldığı için kaçamıyorsun ve bu yüzden korkuyorsun." PİŞMANLIĞI EN DERİNDE HİSSETMEK, "Zamanı geri alamazsın tamam mı?!" "Aksini iddia etmedim zaten!" BU KADAR CAN YAKABİLİR Mİ? "Ne halde olduğumu görmüyor musun?" "Sen beni gördün mü ki?" YAPILAN HATALAR DÜZELTİLEMEZLER, "Elimde hayatım diyebileceğim bir yaşamım yok! Kendi hayatımı sahiplenemiyorum bile!" YAPILAN HATALAR GERİ ALINAMAZLAR, "Yaptıklarını düzeltemeyeceksin... İnsanların hayatları birer yapboz parçasından ibaret değildir. İstediğinde bozuk istediğinde onaramazsın!" YAPILAN HATALAR SADECE UNUTTURULMAYA ÇALIŞILIR, "Her şeyi unutacaksın! Şimdi!" SÖYLENEN YALANLAR BİR YARA OLARAK KALIR, "Onlar bana yalan söyledi! Güvendim, inandım! Bilinmezliğin ortasındayken karanlığın içinden elimi uzattım. Tuttaklarını sandım ama yaptıkları tek şey itmekmiş. Ve ben bunu göremedim! Anlıyor musun? Göremedim!" VE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAZ... "Ben artık kendimi tanıyamıyorum. Ben kimseyi tanıyamıyorum..." KARANLIĞIN TUTSAĞI. Şeyma Daldallı...
AŞK İÇİN YAŞAMALI İNSAN  by esmerfrozenn
19 parts Ongoing
Kars'ın uçsuz bucaksız beyazlığı, gökyüzünden yere düşen sessiz bir ağıt gibiydi. Bu topraklar, sert rüzgarları ve katı töreleri kadar, içinde sakladığı derin acılarıyla da tanınırdı. İşte Eflal, bu çetin coğrafyanın en narin çiçeğiydi. Aşiretin gururla anılan kızı, güzelliğiyle efsanelere karışmış, kalbini ise yalnızca bir adama, Alparslan'a adamıştı. Sevda, onun için kutsal bir emanet, Alparslan ise bu emanetin sahibiydi. Fakat bir gün, bu emanetin kırıldığını, sevgisinin toprağa düştüğünü anladı. Alparslan, Eflal'in gözlerinde bulduğu huzuru, başka bir kadının gölgesinde aramıştı. Eflal'in üzerine kuma getirmek istemiş ve bunun için aşireti toplamıştı. O gün, Eflal'in içindeki sevda ateşi bir kor gibi yanmaya devam ederken, gururunun üstüne çöken karanlık, ruhunu üşütmeye başladı Odaları şimdi soğuktu; taş duvarlar, Eflal'in sessiz çığlıklarını yankılamak için oradaydı. Oysa bir zamanlar bu duvarlar, onun kahkahalarını, sevdasının umut dolu türkülerini taşırdı. Alparslan, eve her giriş yaptığında, Eflal'in yüreği daha da sıkışıyor, gözleri uzak dağların ardında bir çıkış yolu arıyordu. Kars'ın soğuk rüzgarları, onun acısını daha da derinleştiriyordu "Töre mi ağırdır, aşk mı?" diye sordu kendi kendine. Gözyaşlarını içine akıtmayı öğrenmişti; çünkü aşiret kızlarına ağlamak yakışmazdı. Ama içindeki isyan, susturulması imkânsız bir fırtına gibi büyüyordu. Her gece yıldızlara bakıp, "Ben sevdim, ama sevdamı elimden aldılar," diye fısıldıyordu. Alparslan'a olan sevgisiyle gururu arasında sıkışmış, bir kadın olarak var olma savaşı veriyordu "Eflal: Karların altındaki sessiz çığlık", sadece bir kadının ihanetle yüzleşmesini değil; törelere, geleneklere ve kalbini yok sayan bir dünyaya karşı verdiği sessiz ama güçlü direnişi anlatıyor. Kars'ın karlı
MÂHPARE by msaslann
37 parts Complete
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.
You may also like
Slide 1 of 20
EMANET cover
SÜRGÜN ( 1001 ) ( TAMAMLANDI✔️) cover
Kütüphane | YARI TEXTİNG cover
KARTAL BEY cover
AĞLA KALBİM cover
SEVDA cover
SÜMBÜL cover
TUTULMA (TAMAMLANDI) cover
Elzem: Leyla Gecesi cover
Karanlığın Tutsağı cover
ZAHİR | MAHALLE cover
AŞK İÇİN YAŞAMALI İNSAN  cover
yayıncı. cover
GÜN DOĞUMU cover
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum) cover
KALP KIRICI: FEVT cover
Askerin Karısı +18 cover
KANLI AŞK//TEXTİNG cover
Yıldızlar Şahidim cover
MÂHPARE cover

EMANET

51 parts Complete

Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi