RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu)
  • Reads 470,528
  • Votes 26,238
  • Parts 23
  • Reads 470,528
  • Votes 26,238
  • Parts 23
Ongoing, First published Sep 02, 2019
Genç kadın, yalnızlığın hüküm sürdüğü yoğun hayat temposunda bir gece hastane nöbetinden yorgun bedenini sürükleyerek evine döndüğünde kapısının önünde gizemli notlar bulana dek hayatını çizdiği kurallarıyla, disipliniyle yöneten, tuttuğunu koparan kontrollü bir insandı.
Notların saplantılı bir hal almasıyla beraber hayatında güvendiği herkese şüpheyle yaklaşmaya başlamış, kendisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bu saplantılı insanı bulmaya karar vermişti.
Ve Tuna KARTAL akıl almaz tesadüfleriyle hayatına paldır küldür girdiğinde işler kesinlikle rayından çıkmaya başladı, içini ısıtan sıcak kahve gözleriyle bu karizmatik adam kendisinden tamamen zıt olduğu, rahatlığıyla onu çılgına çevirdiği halde yıllardır bir kıpırtı dahi hissetmediği kalbini göğüs kafesinde tekletmişti. 
-
Unuttuğu şey, adımları ne kadar sağlam basarsa bassın o geçmişini içinde saklayan yaralı bir ruhtan ibaretti, ılık bir meltemdi, rüzgardı. Ve hayat güzel olan her şeyi bir çırpıda mahvedebilecek kuvvetli bir fırtına. ''

-
(Mavi Gece hikayesindeki Tuna karakterinin kitabıdır.)
All Rights Reserved
Sign up to add RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu) to your library and receive updates
or
#26rüzgar
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
SEN BEN VE BİZ. *Texting* (+18) cover
Oyunbozan cover
İzler Silinmez cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover
Sabır Vaktine Esirdir / Texting cover
Zeytin Dalı cover
EKSTREM cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
BERDEL (+18) cover

Lafügüzaf

19 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.