O, intikam denen darağacıydı, ben o darağacına asılan bedendim. O bir gölgeydi, ben gölgesinden korkan küçük bir kızdım. O, kelimelerin canına okuyan adamdı, ben suskunluğu ensesinde gezen kadındım. "Eğer," dedim sözler boğazıma yapışıp beni boğarken. "Saçlarımı tararsan, sana alışırım. Sana alışırsam, ne olur halim?" Durdu. Bir süre baktı gözlerime. Gözlerinde ölüm gezen adam, bana bakınca neden yaşam dolu harelerin? "Bana alışamazsın sen. Ben alışılacak bir adam değilim, hikâyelerde herkesin korktuğu o kötü kalpli adamım ben. Söylesene, beyaz atlı prens dururken, kim kötü kalpli bir adama alışır ki?" Dudakları kulağıma doğru yaklaştı. Nefesi tenime öyle bir vuruyordu ki, beni alabora ediyordu sıcaklığı. "Senin saçlarında ölüm gizli, benim avuç içlerimde yaşam. Belki panzehiri olur saçlarındaki ölüme." "Ama gözlerin," demek istedim ona, "gözlerin sanki cehennem azabı..." ♤ "Bileklerime dolanan kelepçelerin bedelini, ruhuna kelepçeleyeceğim aşkla ödeyeceksin." ♤ !!! UYARI: Kitap yetişkin içerik olup, +18 ögeler bulundurmaktadır, rahatsız olacak olanları şimdiden uyarayım.
33 parts