KADERİN KURBANI (KİTAP OLDU)
  • Reads 13,975
  • Votes 519
  • Parts 10
  • Reads 13,975
  • Votes 519
  • Parts 10
Complete, First published Sep 19, 2019
Mature
"Bu uçurum beş yıl önce benim sonum olmuştu. Hep okyanusun dibinde çırpındım. Gecede yaşadım çünkü gündüzde hep yağmur, hep fırtına vardı... Sonra Leyan'ı ışığım yaptım. O Gece'ydi, bense Ay'dım." Yafes çekinerek elini uzatıp Sidre'nin elini tuttu. "Sonra sen girdin karanlık dünyama. Beş yıl sonra bir yıldız kaydı. Fakat Gece'de, Yıldız'a yer yoktu. Gece'nin hayatında sadece Ay olmalıydı. Ve Ay, Gece'yi korumak adına Yıldız'dan kurtulmak zorundaydı. Ama sonra fark etti ki, o Yıldız'ın amacı, Gece'ye zarar vermek veya Ay'ın yerini almak değil, Ay'la beraber Gece'yi aydınlatmaktı... Gündüzünde Güneş olmaktı... Yüreğini ısıtmaktı... Umudu olmaktı..." Sevdiğine hayranlıkla baktı. "Bir zamanlar ağlattığım şu mavi gözlerin uğruna... Gözyaşlarımı silmeye, umudumu yeşertmeye ve kapılarımı açmaya hazırım..." Bu defa ellerini kızın açık kumral saçlarına getirdi. "Bir zamanlar çektiğim saçların aslında her teli benim kurtuluşum, benim umudum..." İki elini kızın yanaklarına koydu. "Bir zamanlar tokat attığım yanakların aslında benim gülümseme sebebim... Ben Yıldız olayım, sense Ay ol! Beni affetmesen de, gecemdeki Ay ol! Hikâyedeki Güneş ol! Abis'in Güneş'i ol!"

Yafes ve Sidre... 
Abis ve Güneş gibi...
İki kader kurbanının hikâyesi...
All Rights Reserved
Sign up to add KADERİN KURBANI (KİTAP OLDU) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
37 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 9
PİNHAN MAHALLESİ  cover
AMARİS cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
GECENİN İZİ cover
Fındık Tarlası cover
İMDADIM cover

PİNHAN MAHALLESİ

31 parts Ongoing

| Yetişkin okular için uygundur, cinsellik ve argo içerir! | Terk ettiği nişanlısının mahallesine üç yıl bir ay on dokuz gün sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? Her şey bıraktığı gibi mi? • "Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-" "Yoksa?" "Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak. "Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu. "Neden?" diye sordum acıyla. "İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!"