"Bana düşman mı olacaksın? Ol! Bugün seni öldürür, bir saat sonra adını unuturum! Yolda ayağıma takılan küçük çakıl taşından başka bir şey olamazsın sen!" Öyle sinirli konuşuyordu ki yer gök inliyordu öfkesinden ama karşısındaki kadın gram korkmamıştı ondan. Aksine meydan okuyan gözlerle bakıyordu gözlerinin içine. Alayla gülerek süzdüğünde onu iyice sinirlenmişti. Bu kadını hiçbir şey korkutmaz mıydı? "Kabul et, korktun benden." Kadının, cazibeli bakışının gafletine kapılarak hayran bakışlar sundu mavi gözlerine. Ancak hemen toparlandı. Karşısındaki düşmandı. En azından genç adam öyle zannediyordu. Oturduğu yerden kalkarak kadının bağlı olduğu sandalyeye yaklaştı. Elini sırt dayama yerine koyarken kadına doğru eğildi. Meydan okuyan bakışlarla onu süzüyordu. "Ben korkmadım ama sen korkmalısın küçük çakıl taşı. Çünkü kim olduğunu anlatmazsan son göreceğin yüz benimki olacak." Kadın, karşısında ona meydan okuyan adamı ciddiye almadı. Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştı. Bu yüzden onu artık hiçbir şey korkutmuyordu. Karşısındaki karanlık bakışlı adam bile. Kader, onları bir araya getirmişti. Şimdi ise kalan kaderlerini onlar yazacaktı.
42 parts