*2014 YILINDA YAZILMIŞ, İLK HİKAYEMDİR. SON DERECE ACEMİ BİR ŞEKİLDE YAZILMIŞTIR. LÜTFEN ELEŞTİRİLERİNİZİ ONA GÖRE YAPIN.*
''Son duanı et Malik." Dedi adam elindeki sopayı sallayarak. Böyle çok sinir bozucu görünüyordu ve sadece bu görünümü bile ondan nefret etmemi sağlamıştı.
Neden bilmiyorum ama içimden geçen bir ses, içerde bağlanan çocuğa yardım etmeni söylüyordu.
Ama bunu tek başımla yapamazdım. O kadar güçlü değildim.
Aklıma gelen bir fikirle gülümsedim ve deponun içine ufak adımlarla girmeye başladım.
Başıma Matthew'in beni aldatmasından daha kötü ne gelebilirdi ki?
Adamın arkasından yavaş ve sessiz adımlarla geçerken sinsice sırıttım. Adam tam bir salaktı. Birazdan kafasına yiyeceği odundan haberi yoktu.
Ya da tam tersi olup, beni yakalacak, belki de bu çocuk gibi beni dövmeden direk öldürecekti? Biraz komik olacaktı ama şuanda en ufak bile korkum yoktu.
Düşüncelerimden uzaklaşarak sopayı aldım ve adamın arkasına geçerek sopayı tam adamın kafasına indirdim.
Bu çocuğu kurtarırken, aklımda, onun hayatının aşkı olacağıma, benimde ona deliler gibi aşık olacağımdan haberim yoktu tabii.
"Fadime'yi Furtuna'nın kalbine yerleştireceğiz."
Furtuna köyünün kalbinden arazi alan Koçariler, kime ait olduğunu göstermek için Fadime Koçari'yi, onu koruyacak adamlarla birlikte oraya yerleştirir.
"Seninle düşmanluk etmek benim için onurdur Fadime Koçari."
İntikam yolunda atılmış her adım geçmişlerinden bir parçayı Fadime'nin önüne atıyordu. Belirsiz olan bu yolun sonu nasıl oluyor da İso'nun kalbine çıkıyordu?
"İkimizin adı aynı cümlede yan yana geçiyorsa biz bir suç işliyoruz demektir."
"Çokça günah işledin.
Favori suçun neden benim?"