TAMAMLANDI! Kopan düğme Eylül'ün ayaklarının dibine düşerken Galip gözlerini Eylül'ün gözlerinden ayırmadan, "Evet çok kalın kafalıyımdır! " diyerek bir düğmesini daha kopardı. "Laftan da anlamıyorum! " demesiyle bir tane daha kopardı. "Sözden de anlamıyorum! " ve bir tane daha. "Oldukça kabayım! " bir düğme daha yeri boyladı. "Zorbayımda aynı zamanda! " son düğmede yerle buluşurken, Galip yüzünde yaptığından gayet memnun bir ifadeyle Eylül'ün gömleğini kollarından sıyırdı. Eylül çattığı kaşları ve sıktığı dişleriyle bakarken burnundan soluyordu. "Başın göğe erdi mi?! " diye sordu sinirle. "Daha değil " diyen Galip Eylül'ün pantolonunun düğmesini açtı. Eylül gözlerini gözlerinden ayıramayıp itiraz edemedi. Galip kalçalarından aşağı ittiği pantolonu ve iç çamaşırını dudakları teninde iz bırakırken eğilerek bacaklarından çıkardı. Doğrulup kendi tişörtünü çıkarıp yere attı. Eylül'ün sütyenini çıkarıp diğer elbiselerin üzerine attı. Üryan bir şekilde elleri arasında kalan Eylül'ü belinden kavrayıp kendiyle birlikte duvara yasladı. Belindeki elleri kalçalarına inerken Eylül'ün tenine düşen ateş tüm bedenine yayılıyordu. Galip'in elleri büyük bir zevkle Eylül'ün teninin her kıvrımında dolandı Bazen ne yaparsanız yapın hayat size dönüp tebessüm bile etmez. Hele ki bir sonbahar Eylül-seniz. Yaptığı kapaktan dolayı teşekürler -PrisonersBoss