ESİR
  • Reads 10,081,750
  • Votes 487,488
  • Parts 69
  • Reads 10,081,750
  • Votes 487,488
  • Parts 69
Complete, First published Sep 28, 2019
"Öldürün o zaman." Duyduğum sert ve soğuk sesle irkildim. Sanki normal bir şeymiş söylüyormuş gibi bir çırpıda söylemişti. Bunların bana yardım etmelerini beklerken daha tehlikeli çıkmışlardı. Ölüm emri verilen adama bakıp vicdanımın sesine engel olarak usulca geldiğim yoldan geri döndüm. 

Yanlarından birkaç metre uzaklaşmışken bir silah sesi duydum. Bağırmamak için kendimi tutarak korku dolu gözlerimi adamlara çevirdim. Az önce ölüm emri verilen adam başından akan kanla yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Diğerleri de başında hâlâ bir şeyler konuşmaya devam ediyorlardı. Yerdeki ölü adama bakıp kaldım. Hiç acımadan, bir saniye bile düşünmeden öldürmüşlerdi adamı.

"Sen de kimsin?" Birinin beni fark etmesiyle hepsi bir anda bana döndü ama ben sadece az önce ölüm emrini veren adamın soğuk gözlerine baktım.

"Ben şey..." Sustum. Söyleyecek bir şey bulamadım. Karanlıktan dolayı yüzlerini net olarak göremedim.

"Sen ne?" dedi, bana doğru bir adım attı. Eş zamanlı olarak geri gittim. Bir saniye olsun bakışlarını benden çekmezken yutkundum.

"Ben hiçbir şey görmedim." Tek kaşı kalktı.

"Bizi mi izliyordun?" Korkuyla birkaç adım daha geri gittim.

"Öyle bir amacım yoktu." Yine bana doğru bir adım attı. Korkudan tüm bedenim titremeye başladı.

"Ne amacın vardı?" Cevap vermek istedim ama söyleyecek bir şey bulamadım. Tek istediğim şey şu an buradan kaçıp gitmek.

Gözlerim adamın elindeki silaha kaydı. Bu daha çok korkmama neden olurken daha fazla durmanın bana bir faydası olmayacağına kanaat getirdim ve koşarak yanlarından uzaklaştım.

"Yakalayın şunu!" Arkamdan bağırdı. Bunu duymak daha hırslı bir şekilde koşmama neden oldu.

Resmen başımdaki bela birken iki olmuştu. Koskoca ormanda bir mafyadan kaçarken bir başkasının kucağına düşmüştüm.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add ESİR to your library and receive updates
or
#20macera
Content Guidelines
You may also like
Bordoya Karışan Aşk by pekbiafiliyalnizlik
17 parts Ongoing
Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...
Gölgenin Aşkı ლ by Elizabethstark1
49 parts Complete
❤WattpadRomanceTr Tarihi Baştan Yazan Kurgular Kategorisi❤ Demir ve Ametist'in aşk için verdikleri mücadele. Maralay'ın Veliaht Begümü Aşina ve Talhin Sultanlığı'nın Mirzası Batur birbirlerine ilk görüşte âşık olmuşlardır. Mirza barış için kendisi ile Aşina Begüm'ün evlenmesini ister ve evlilik gerçekleşir. Bu evliliği ailesine bildirmez. Talhin Sultanlığı'nda ise durumlar farklıdır. Güzelliği ile nam salmış Nazan Hatun, Mirza Batur'un eşi olmak ister. Mirza'ya çocukluktan beri âşıktır ve tek isteği onunla mutlu olmaktır. Hanedana verdiği bir haberle hanım sultan konumuna yükselir. Damadın olmadığı bir düğünde gelin olur. Her şeyin istediği gibi olacağını düşünürken Batur'un dönüşünde getirdiği sürpriz ile hayalleri yıkılır. Batur evlenmiştir ve hayallerini çalmak isteyen Aşina karşısındadır. Bu duruma izin vermemeye yemin eden Nazan hayatı Aşina'ya zindan etmeye karar verir. Mirza'nın kalbine kendisi sahip olamıyorsa, kimse sahip olmamalıdır. Babasının suçu yüzünden dışlanan İlter yaşananların hesabını sormak adına geri döner. İlter'in geri dönüşü sarayın dengesini değiştirir. Nazan ile girdiği yolda Aşina ile yakınlaşmak onun bu hayatta ne istediğini sorgulamasına yol açar. İntikam için girdiği sarayda isteğinin bu olmadığını fark eder. Onun isteği birisinin onun varlığını kabul etmesidir ve bunu hiç beklemediği bir insanda bulur. Planlarını buna göre yapar. Aşkın, gücün ve iktidarın arasındaki savaş başlamıştı. Savaş ve aşkla karışan hayatların hikayesi. Tarih #12 06.07.2022
You may also like
Slide 1 of 20
Bordoya Karışan Aşk cover
Fındık Tarlası cover
UMUT IŞIĞI  cover
TİM (Düzenlenecek) cover
Bugün Sadece Sen cover
AŞK PASTASI cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
ölüm arafı cover
dilfuruz cover
GEÇMIŞTEN KALAN IZLER  cover
o gece, hep sen cover
Wattpad Kitap Önerileri cover
Berdel +18 cover
PİNHAN cover
Kara Gül  cover
Sarmaşık [BxB]  cover
Gölgenin Aşkı ლ cover
ARIZALI cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
ATEŞİN KIRIK GÖLGESİ cover

Bordoya Karışan Aşk

17 parts Ongoing

Şarjörü doldurup atış kulaklığımı taktım. Karşımdaki hedefin kırmızı alanını delik deşik ederken rahatladığımı hissediyordum. Şarjördeki mermi bittiğinde atış kulaklığımı enseme indirip masanın üzerindeki mermilere uzandım. O sırada kulağıma dolan tok postal sesleri bana kimin geldiğini müjdeliyordu. Bir adamı yürüyüşünden tanıyor olmak garipti. Üsteğmen hala yanıma gelmemişti, merakla başımı geriye çevirdim. Arkamdaki masaya yaslanmış anlamlandıramadığım bakışlarla beni izliyordu. Bir eli yaslandığı masada, diğer eli de palaskasındaydı. Genelde omzuna asmaktan hoşlanmadığı bordo beresi ise tıpkı benimki gibi omzundaydı. Başımla kısa bir selam verip önüme döndüm. Tekrar pozisyon alıp hedefime odaklandım. Ben atış yaparken üsteğmen de yanımdaki alana girip atışa başlamıştı. Kavga eder gibiydik o an, kurşun seslerimiz ise sustuğumuz kelimelerimizi ifade ediyordu. İkimizin de kurşunları bitmişti, bakışlarımız birbirini bulduğunda yine o gizemli karaları karşıladı beni. Ben savaşmaya devam etmek ister gibi mermilere uzattım elimi, ama susmayı da beceremedim işte. ''Yurdunuzu arıyor gibisiniz üsteğmenim, gözleriniz sürekli bir arayışta sanki.'' Ona bir cevap hakkı tanımadan atış yapmaya başladım, silahımın tetiğine basmaya devam ederken yanımdaki adamın da pür dikkat beni izlediğini biliyordum. Son mermime de veda etmiştim. Başımı çevirdiğimde yine o bakışlara mahkum edildim. Aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi sonlandırıp yanıma geldi, elini uzatıp atış kulaklığımı çıkardı. Aramızdaki tek engel o kulaklıkmış gibi biraz daha yaklaştı bana, gözlerime daha yakından baktı. ''Belki de yurdumu bulduğum için sürekli gözlerine bakıyorumdur teğmenim.'' Bordoya boyanırken aşka karışan iki yürekli askerin hikâyesi...