''Yeter, daha fazla yakma bu kavrulan ruhumu,'' başımı hafifçe yana eğdim ve fısıldadım, ''Küllerimden doğamam ki ben.''
Elini kaldırdı yavaşça, idam hükmü verilmiş bir mahkum gibi kirpiğimin ucunda asılı kalmış göz yaşımı tuttu parmağının ucunda, öldürmedi göz yaşımı, hapsetti parmaklarının ucuna. Gözlerimin içine baktı, elaları şimdi karanlığa hapsolmuş bir kara delik gibi değil; ateşiyle koca dünyayı aydınlatan güneş gibiydi. ''Ruhunda benim,'' başını eğdi usulca, dudakları ölümü fısıldıyordu, ''Küllerinde.''
***
❄️ Bir gölgenin duyguları olur muydu? Aşkı, kederi hissedebilir miydi? Evet; onunda duyguları yoktu. Ve şimdi o gölge, benim kaderimi baştan yazıyordu...
Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu?
Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düşt ünüz mü?
Hare düştü..
Ruh onu parmak boğumlarına hapsetti, ve oraya sakladı..
'Aklın almadığı, mantığın devredışı kaldığı Ruhlar Şehri'ne hoşgeldin Hare'
Başlangıç tarihi- 27-09- 2017