6 parts Ongoing MatureBen Efruz Avşin.
Hayatımı Diyarbakır'ın meydanında dökülen babamın kanını yerde bırakmamaya adadım. O gün, babam herkesin gözü önünde katledildiğinde, içimde yalnızca bir yemin yükseldi: kan bedeli ödenmeden bu hikâye bitmeyecekti.
Yıllarca bekledim, plan yaptım, intikamıma en doğru yoldan ulaşmak için sabrettim. Cevher Ailesine en derinden sızmanın yolunu buldum: onların kızını eşim yaparak. Babamın öldürüldüğü meydanda, halkın gözü önünde onunla evlendim. Herkes bu evliliği konuşurken, benim aklımda tek bir şey vardı: o aileye cehennemi yaşatmak.
Ama kader, kendi oyununu oynamayı severdi.. Zelal, benim intikam planımın bir parçası olması gerekiyordu. Fakat gerçeği öğrendiğimde her şey alt üst oldu. Zelal, babamın kanını döken adamın kızıydı. Düşmanımın kanını taşıyan bu kadın, benim hesaplaşmamın merkezine yerleşmişti.
Ama Zelal'in de kendi geçmişi, kendi yaraları vardı. Onun da yeminleri, benim kadar ağırdı. Kan davası bizi birbirimize bağlayan bir zincir olmuştu. İkimiz de aynı hikâyenin farklı sayfalarıydık: bir yanda annesinin katiline ve ailesine duyduğu öfkeyle yaşayan bir kadın, diğer yanda babasının kanının bedelini ödemek için yemin etmiş bir adam.
Zelal, hem babasının utancı hem de kendi geçmişiyle savaşan bir kadındı. Onun gözlerinde gördüğüm öfke ve hüzün, benimkinden hiç farklı değildi. İkimiz de intikamın ağırlığını taşıyor, kanla yazılmış kaderimizi değiştirmeye çalışıyorduk. Ama bu döngüde bir kazanan olabilir miydi? Yoksa kan davası, bizi birbirimize bağlayan zinciri daha da ağırlaştıracak mıydı?
Şimdi bir seçim yapmam gerekiyor. Babamın kan bedelini ödetmek için yeminimi bozmayacak mıyım, yoksa Zelal'in yaralarını da kendi yaralarım gibi mi göreceğim? Bu hikâyenin sonu, toprağa düşen kanla mı yazılacak, yoksa o meydanda başka bir hayat mı başlayacak?