‘’Yeni öğrenci, lütfen kendini tanıt.’’
Çocuk kafasını kaldırmadan ezberlediği sözleri söylemeye başlamıştı.
‘’Ben Oh Sehun. Lütfen bana iyi bakın!’’
Küçük çocuk sözlerinden sonra sınıfa selam vermiş ve en sonunda kafasını kaldırıp insanlara bakmayı akıl edebilmişti.
Ama gördüğü yüzle içini bir huzursuzluk kaplamıştı.
Bu büyük Ütopya’ da aynı şehre düşmeleri bir tesadüf değildi. Aynı okulda okumaları hiç değildi. Aynı sınıfta olmalarıysa kaderin onlara oyun oynama şekliydi.
Ama kader sadece bir şeyi görmek istiyordu.
Bu iki çocuğun içindeki nefret kimleri Ütopya' dan silecekti?
En çok zararı birbirlerine mi yoksa etraflarındaki insanlara mı vereceklerdi?