GÜZ GÜLLERİ
  • Reads 635,562
  • Votes 46,015
  • Parts 29
  • Reads 635,562
  • Votes 46,015
  • Parts 29
Ongoing, First published Oct 05, 2019
Mature
"Beni özlediğini biliyorum, hala beni istediğini biliyorum Ömür. Duruşun değişmiş, gülüşün ve kelimelerin... Ama gözlerin... Onlar hala aynılar ve sen ne kadar itiraz edersen et, onlar hala beni sevdiğini söylüyorlar..."

***

Erez Gündoğdu o serseri gülüşü, alaylı sözleri ve kobalt mavisi bakışlarıyla dünyaca ünlü bir ressam ve fotoğraf sanatçısıydı. Biraz uçarı, biraz delidoluydu ama bir kış günü fitili ateşleyen o yeşil bakışlara vurulduğunda durulmuştu.

Ömür Göktepe ise; ailesinin baskısı altında yaşayan ve 19. doğum gününe dek bunları hiç sorgulamayan ürkek, çekingen bir genç kızdı. Ancak ilk kez doğum gününde kuralları çiğnemeye karar verdiğinde ve kendini yeni bir maceraya attığında ölümün kıyısından döneceğini ve bir yabancının kollarında aşkı tadacağını hiç düşünmemişti.

Ve ansızın o kollardan kopup yıllar sonra bir kış günü onları buluşturan kar taneleri yeniden şehre yağdığında artık her şey değişmişti ve aşk, bu kez kar tanelerinin değil nefretin ve pişmanlığın altında ezilmişti...

***

Nar Bülbülü ve  Sevda Çiçeği hikayelerinde tanıdığınız Erez Gündoğdu'nun hikayesidir. Seriler birbirinden bağımsız oldukları için ayrı ayrı okunabilir.

Sevgiler, KadifeKelimeler...

***
Hikayelerim isim haklarıyla birlikte noterde adıma kayıtlıdır. Çalıntı ya da izinsiz kullanmak durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
All Rights Reserved
Sign up to add GÜZ GÜLLERİ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
SARRAF cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
ÇOLAK (bxb)  cover
GECENİN İZİ cover
Fındık Tarlası cover
Kara Gül  cover

SARRAF

28 parts Ongoing

"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar." - Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik. Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik. Birbirimizi yitirdik. Kendimizi bitirdik. Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz. Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz. Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim, bu yüzden onu sevmek- Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...