İskender'in Asya'sı
  • Reads 344,169
  • Votes 9,264
  • Parts 10
  • Reads 344,169
  • Votes 9,264
  • Parts 10
Ongoing, First published Oct 06, 2019
Elimi bir kez bile sürmediğim muzlu pastaya son kez baktım. Bir daha asla seni görmek istemiyorum, dedim içimden. Yıkımımın suçlusu sanki muzlu pastaymış gibi...

 Gücümün son damlasını kullanarak yavaşça ayağa kalktım. Elindeki hediye paketiyle donup kalmış olan Selma teyzeme doğru yürürken aklıma cevaplamadığım soru geldi. 

Usulca masaya döndüm.

"Bana kortezan ne diye sormuştunuz ya sizin anlayacağınız şekilde anlatayım. Kortezan, namuslu fahişe demektir. Bu kadınlar tarih boyunca yuva dağıtmakla meşhur olmuşlardır. Sanırım aralarında başarıya ulaşmayan pek azdır. Onlara Antik Yunan da Hetaria da denir. Günümüzdeki fahişelerden farklı olarak yabancı dil, felsefe ve dansın yanında daha birçok konuda beceri gösteren kadınlarmış. Şimdi beni taklit ederek kocama yüzümü güldürenim diyorsunuz utanmadan. Bence bu kelimelerin anlamlarını da iyi öğrenin ki, taşıdığınız sıfatın hakkını sonuna kadar verebilesiniz. Sağda solda kendinizi kültür mantarı gibi göstermek istediğinizde buna fazlasıyla ihtiyacınız olacak. Çünkü İskender'in hayatı sadece entomolojiden ibaret değil. Diğer bir tutkusu da tarih."

Boş boş bana bakan kadına bu kez gerçekten gülümsedim. 

"Basit bir taklit olduğunuzu anlayamayacak kadar acizsiniz. Yazık size."

Ben Asya İnanç, kötü bir kadına yenilmiş olabilirim. Ancak ne olursa olsun Tarihçi Halil İnanç'ın kızı olmaya devam edeceğim. Tıpkı benim gibi ihanete uğrayan babamın izlerini takip etme zamanım gelmiş bile...
                                                                                                                                     6 Ekim 2019
All Rights Reserved
Sign up to add İskender'in Asya'sı to your library and receive updates
or
#6mor
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
GECENİN İZİ cover
ÇOLAK (bxb)  cover
Fındık Tarlası cover
SARRAF cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

53 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."