Merhaba Dostlar,
Dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de yaygın olan Grafik Tasarımcılık mesleği ne yazık ki istenilen ilgiyi bir türlü görememektedir. Tabi bu duruma pek çok etken var ama bence bu durumun en başında "Müşteri" ve "Patron" kavramları gelmektedir. (Okuyucularım arasında mesleğe girmiş olan Grafik Tasarımcılar şuan bu dediğime tebessüm atacaklardır). Hiçbir bilgisi olmayan, sanattan anlamayan fakat Reklamcılık sektörünün vazgeçilmezi Grafik Tasarımcılık mesleği konusunda eften püften bilgi sahibi olan müşterilerden bahsediyorum, hani şu "Logoyu bi'tık büyütelim" diyenler var ya, onlar işte...
Reklam ihtiyacı olan müşterilerin istekleri, arzuları elbette ki olacak, kendi ihtiyaçları için ödeme yapıyorlarsa bunları kendi zevklerine göre karşılanmasını elbette ki isteyecekler. Fakat bilinmesi lazım ki; reklamın en doğru şekilde iletilmesini reklamcılar bilirler. (Grafik Tasarımcı olan birey de Reklamcıdır).
Size bu yazımda kendi sektör hikâyemi baştan sona eksiksiz olarak, kendi öz dilim ile anlatacağım ve eminim bu yazımı okurken "Aynen benim de öyle oldu" diyeceğiniz durumlarla da karşılaşacaksınız.
Not: Girişi müşteriler ve patronlar üzerine yapmam yazımın tamamının onlar üzerine olacağı anlamına gelmiyor. Sektöre adım atılamamasının en büyük sorunu bence müşteriler ve müşteri kaybetmek istemeyen ve işi bilmeyen patronlardır.
[TAMAMLANDI]
Dağa kaçırılmasıyla başlamıştı onların hikayesi...
Onlar herkes gibi normal tanışmamışlardı.
Hatta onlarınki çok zalimce bir tanışmaydı.
Mecburiyetti onlarınki.
Teslimiyetti.
Yeri geldiğinde acı çektirmekti.
Ve acı çekmekti.
Bunca kötülüğe rağmen onların bir araya gelme ihtimali var mıydı?
Tanışmaları normal olmayan bu iki insanın, sonları normal olabilecek miydi?
!!! Askeri kurgudur !!!
( LÜTFEN!!! 15. bölüme kadar kurgu hakkında karar vermeyin! 15. bölümden sonra hala aynı fikirdeyseniz o zaman fikrinizi belirtin. )