ÖLÜMÜN NEFESİ
  • مقروء 6,335
  • صوت 1,364
  • أجزاء 30
  • مقروء 6,335
  • صوت 1,364
  • أجزاء 30
إكمال، تم نشرها في أكتـ ١١, ٢٠١٩
~ Suçlu ve suçsuz, masum ve mahkûm, ölüm ve yaşam... bu hikaye böyle başlamıştı... 
Peki ya nasıl bitecekti?  

Gece Alpınar adında genç bir kız, ölüleri görüp, onlarla konuşabildiğini fark eder. 
Çalıştığı acil servise bir intihar vakası geldiğinde, yapabilecekleri bir şey kalmamıştı. Genç adam çok fazla kan kaybetmişti ve artık her şey için çok geçti. 

Ardından Gece, hastanenin çatısına çıktığında garip bir şekilde arkası dönük genç bir adamın çatıda oturduğunu görmüştü. cesaretini toplayıp, burada ne yaptığını sorduğunda ise, gördüğü yüz ile şoka uğramıştı...
bu nasıl mümkün olabilirdi ki? 
ölüleri nasıl görebilirdi? 
kendiyle bir iç savaşa girmişti böylece... 
peki ya şimdi ne yapacaktı? ölüleri görebilen biri ne yapmalıydı?


💫 başlangıç tarihim 10 Ekim 2019
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف ÖLÜMÜN NEFESİ إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#147depresyon
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
Bir Davetsiz Misafir - (Bitti)  بقلم Mlkshnn
58 جزء undefined أجزاء إكمال
Yumruklarla çalınan kapının sesiyle araladı genç adam gözlerini. Yıkık olan kapının, erken davranmazsa bu vuruşlara dayanamayıp yerlebir olacağından adı gibi emindi. Gecenin bir yarısıydı. Odasındaki sönmüş kömür sobasına bakıp hızla üzerindeki battaniyeyi attı, ayağa kalktı. Evdeki üç odadan biri olan odasının kapısını süratle aralayıp koridora çıktığında, kapalı olan dış kapının önünde korkuyla bekleyen ailesini gördü. Annesi endişeyle bekliyor, kız kardeşi de yaşlı gözleriyle duruyordu. Hızla ikisini de sakinleştirip kapıya yaklaştı. Hala yumruklarla çalınıyordu. "Kimsin!" Diye sordu, cevap yoktu. Ailesine döndü. Onları köşeye çekip kapının arkasına geçti. Derin bir nefesle kapıdaki sürgüye elini yaklaştırdı, kız kardeşi korkuyla gözyaşı döküyordu. En son kapı böyle vurulduğunda, babasının ölüm haberini almıştı. Ali Demir, bakışını yeniden ona çevirip işaret parmağını dudağına yaklaştırarak sessiz olmasını istedikten sonra kilidi yavaşça çektiğinde, genç bir kız fırtına hızında girdi içeri. Kendisine şaşkınlıkla bakan bu aileyi umursamadan, genç adamı geriye iterek kapıyı örtüp sürgüyü çekti. Derin bir nefesle arkasını dönüp sırtını kapıya yasladı, karşısında biri mavi olmak üzere üç çift meraklı göz gördü. "Kimsin sen?!" Öfkeyle yaklaştı genç adam. Uzun düz siyah saçları, uyum içerisindeki kömür gözleri ve karı andıran beyaz teni ile karşısındakilere bakıyordu kız. Ter atan yüzüne, duracak derecede hızla çarpan kalbine ve soğuktan titreyen ellerine rağmen gülümsemeye çalıştı. Tek elini yavaşça kaldırıp umursamazca salladı. "Bir davetsiz misafir" ..... Ve Çiçek, Keçi'ye Aşık oldu ❤️ ..... Yayınlanma Tarihi : 06.11.2018 .... Kapak @sehrialem yapımıdır. .... Alınması, çalınması veya kopyalanması durumunda uyarılmadan yasal i
KIZIL GECE  بقلم DuruMavii
85 جزء undefined أجزاء إكمال
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.