SUYUN FISILTISI (1)
  • Reads 462,537
  • Votes 27,997
  • Parts 30
  • Reads 462,537
  • Votes 27,997
  • Parts 30
Complete, First published Oct 26, 2019
1 new part
Gökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü ve yağmur damlalarının pencereme sert vuruşunu dinledim. Çok geçmeden gözlerimi istemeye istemeye araladım. Uyumadan önce odamı aydınlatması için yaktığım üç mum yavaş yavaş etkisini yitirerek erimişti.

Uyuşuk adımlarla yatağımı terk edip pencereden dışarıya doğru kaçamak bir bakış attım. Yoğun yağan yağmurdan dolayı dışarıyı pek net görememiştim. Derin iç çekişimle birlikte sırtımı dönmek üzereyken ansızın duyumsadığım ve anlamlandıramadığım bir koku genzimi yakarak etrafımı sardı.

Kaşlarım anında çatılırken hemen arkamda bir gölgenin, sıcak bir nefesin tazeliğini hissetim. Nefesimi tutarak hareketlendiğimde hissetiğim o sıcak nefes yüzümü okşayarak geçmişti. Kalp atışım anında hızlandığında korkumu varlığını bilmediğim adamdan gizlemek istedim. Evimde daha doğrusu gecenin bir vaktinde yatak odamda tanımadığım bir adamla bir başımaydım!

Kim bu yabancı?

Gözlerim karanlığın örtemediği çehresini incelerken alıp verdiği sıcak nefesler yüzümü yalayıp geçiyordu. Boğazımda düğümlenen bağ yavaşça çözümlenirken kendimi ona bu sözleri söylerken buldum. Kesinlikle çıldırmış olmalıyım! "Bir katil olmayacak kadar güzel, bir yabancı olmayacak kadar yakınsın. Söyle bana... kimsin yabancı?"

Dilimden firar eden sözlerin şaşkınlığından sıyrılamadan yabancı halimden keyif almışcasına bir ses çıkararak dudaklarını araladı. 

"Buldum seni ukala eşim." 


 


Not: Wattpata yayınlanan ilk Suyun Fısıltısı adlı kitabıdır.
All Rights Reserved
Sign up to add SUYUN FISILTISI (1) to your library and receive updates
or
#101fantastik
Content Guidelines
You may also like
40. SENFONİ by _ecem_araz_
30 parts Complete
Komiser yavaşça karşısındaki kadına yaklaştı. Gözlerini dikip bir süre süzdü. Sonra geri çekilip dikleşti ve elindeki dosyayı masaya fırlattı. Masaya konulan dosyaya gülerek bakan kadın gözlerini komisere doğrulttu. Komiser ise yerine oturup masaya doğru eğildi. Kadının gözlerinin içinr baktı. "40 erkek." dedi. Sonra dosyayı açarak düşünceli bir şekilde cümlelerine devam etti. "40 tanesi hadım edilmiş. 40 tanesinin 8 parmağı var. 40 tanesi dayaktan komada... Toplam 120 kişi. Ve hepsi erkek. Neden erkek? Veya neden hep işkenceler 40 da bırakılmış?" Kadın bir süre karşısındaki başkomiserine baktı. "Bence bu olanlar erkek milletinin yaptığı iğrençliklerin karması. Ayriyeten dosyaya bakıyorumda bu adamlar tacizciler, karısını dövüp öldürenler, sapıklar... Çocuk tacizcileri bile var. Aslında bir yandan insanın bunu yapanları tebrik edesi geliyor. Ancak her insanı kendi kanunumuza göre yargılayamayız, değil mi? Ve sayıları neden 40. Bir nevi 40. senfoni gibi bir şey bu. 40. olduğunda bittiğini sanıyorsun ve o sesler kulağında yankılanmaya devam ediyor. Ama sonra tekrar başlıyor ve tekrar devam ediyor. Bu senfoni huzurlu gibi. Çünkü bu adamlar mahkemenin vereceği cezadan daha ağırını alıyorlar. Ama tedirgin eden... Bunu yapan kişilerin çığırdan çıkma ihtimali." Kadın dosyaya baktı ve "Komiserim... Eğer bu 40.senfoni biran önce durmazsa içimize işleyecek ve biz kafalarına göre adam yaramalarını kabullenmeye başlayacağız." dedi ve dosyayı kapattı.
TUĞRA [İNVERNESS 1] by EbruMelekT
58 parts Ongoing
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
72 parts Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
You may also like
Slide 1 of 10
KIRIK BEYAZ cover
BİNBİR (+18) cover
40. SENFONİ cover
KAFES KUŞU  cover
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
Genesis ᴮˣᴮ cover
BARLAS                                              'İsimsizler' | ASKER KURGUSU cover
Rüyada Saklı cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Ateş Mührü cover

KIRIK BEYAZ

52 parts Complete

Not: Hikayede sadece birkaç bölüm okulda geçmektedir. "Okula yeni gelen genç kız hikayesi mi? Klişe."diyerek geçmemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar. Karanlık... Yalnızlık... Acı... Bazen büyümeye zorlanır insan. İnsan mı dedim? Affedersiniz. Vampir? Kurt? Her ikisi de? Vampirlere ve kurtlara inanıyor musunuz? Hayır mı? Belki mi? Emin misiniz? Dikkat edin bu hikayede kimse göründüğü gibi değil! YA HEP YA HİÇ.... Fantastik kurgu sevenlere...