"Sen gidersen sesin gider, kokun gider, yüzün gider. Ay dolanır pusularda, tenim titrer, gecem biter." demişti. Bunları söylerken sesi titremişti. Yine aynı konuyu getirmişti.
Başımı omuzundan kaldırıp, hayran duyduğum gözlerine baktım, "Yağız sana söz verdim, senden gitmeyeceğim" dedim fısıldayarak.
Yağız ağlamaya başlamıştı. Neden bir anda ağladı? Şaşırıp kalmıştım. "Ağlama" dedim burukça.
"Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim." bunları ağlayarak söylüyordu. Gözyaşlarına kıyamam Yağız... Elimi yanağına koydum. Sakalları batıyordu.
"böyle yapma Yağız, bende sensiz yapamam. Seni çok seviyorum. Bende seni kaybetmekten korkuyorum" dedim bende ağlamaya başlamıştım.
Denizin karşısında sevdiğim adamla gözyaşları içinde konuşuyorduk...
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024