Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce "ne yazmalıyım?" diye sordum kendime, sonra aklıma şu sorular takıldı: Neden bir kadın ve erkeğin birbirini sevmesi hoş karşılanırken bir erkeğin bir erkeği ya da bir kadının bir kadını sevmesi hoş karşılanmaz? Neden LGBT bireyleri dışlanır? Neden toplumda yaşanan tecavüz, insan öldürme, hırsızlık vb. konular daha ciddi boyuta ulaşmış ve topluma zarar verirken ve bu konuda hiçbir ses çıkmazken topluma hiçbir zararı olmayan eşcinsel bireyler hep gündemdedir? Neden yaşama hakları, sevme hakları, mutlulukları vb. durumlar başkaları tarafından ellerinden alınır? Neden haklarını savunmaları istenmez? Neden LGBT bireyleri sapkın, yoldan sapmış insanlar olarak gösterilir? LGBT bireylerinin dindarı, saygılısı, dürüstü, milliyetçisi, ahlaklısı vb. yok mudur? Ve özellikle Neden insanlar kişiliklerine göre yargılanmazlar? Daha bunun gibi birçok soru.
Okuyacağınız metni yaşanmış olaylardan baz alarak yazdım, hayal ürünü olmamakla birlikte ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşları hedef alır.
Yazdığım yazıdaki birçok korkunç eylemi maalesef yaşayan ve yaşayacak LGBT bireyi var günümüzde. Yaşayacak diyorum çünkü hala ülkemizde aşılamamış bir durum LGBT konusu. Bizim de heteroseksüel bireyler gibi sıradan insanlar olduğumuzu, duygularımızın olduğunu unutmayın. Eşcinsellik, transseksüellik, biseksüellik ruhsal hastalık değil doğuştan gelen ve seçimi elimizde olmayan cinsel yönelimdir ve bu yüzden kimse bizi yargılamamalıdır. Okuyacağınız iki bölümden sonra LGBT bireylerini daha iyi anlayacağınızı ve onlara karşı daha pozitif yaklaşacağınızı umuyorum.
Bana ulaşmak isterseniz: vianonim@icloud.com
İnstagram: Vianonim
Yavuz üç çocuğunu ve eşini gözlerinin önünde kayıp eder. Şizofreni başlar ve ressam bir genç çocuğu en büyük oğluna benzetip kaçırı. Ona kendi oğlu gibi davranır