KALKAN
  • ЧИТАТЕЛЕЙ 380,300
  • Всего голосов 18,917
  • Части 42
  • ЧИТАТЕЛЕЙ 380,300
  • Всего голосов 18,917
  • Части 42
Текущие, впервые опубликовано июл. 28, 2014
Hey sen! Evet sen! Öyle tereddüte düşme, sana sesleniyorum! 

Bu kitaptaki şeyleri bilsen hayata asla eskisi gibi bakamazsın. Neden mi? Çünkü herbir deneyimle değişiriz. Her neyse, asıl nokta bu kitap.

Sana soruyorum: Bir gün varlığından bile haberdar olmadığın abin karşına çıkarsa ne yaparsın? İşin akıl almaz kısmı ne mi? Ağabeyin sana filmlerdeki ve kitaplardaki mutantların gerçek olduğunu söylüyor.

Bu kitapla beraber,  benliğini sorgulayacak, mantığın ve duyguların seni ele geçirmek için verdiği mücadeleleri okuyacak, bazen inanmanın her şey olduğunu öğreneceksin. 

Hazır ol! Şimdi... Söyle bakalım, sen sadece insan olduğundan ne kadar eminsin? 

(Not:Kitap herhangi bir şekilde kopya değildir ve kopyalanamaz. Başka bir yerde,başka bir şekilde yayımlanması yasaktır.)
Все права защищены
Подпишись, чтобы добавить KALKAN в свою библиотеку и получать обновления
или
#24bilimadamı
Руководство по содержанию публикаций
Вам также может понравиться
KIZIL GECE  от DuruMavii
85 Части Завершенная история
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
TUĞRA [İNVERNESS 1] от EbruMelekT
63 Части Текущие
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
Вам также может понравиться
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
aswium 'tk cover
Ejderhanın Tutsağı cover
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
IŞIK DİYARI (ASTERİA) cover
YAŞAMAYANLAR (KİTAP OLDU) cover
Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~ cover
GÖLGESİZ DÜŞLER KRALLIĞI-( Kırılma Serisi-1 )-"Mücadele" cover
Öğretmenim gxg cover

KIZIL GECE

85 Части Завершенная история

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.