Genç kızın elleri hep yara olmuştu. Yaraları hiç durmadan kanıyor ve acıyordu. O bu acılara katlanmıştı. Küçükken de böyleydi. O bir köy kızıydı. Bu acılar sinek ısırığı gibiydi.
Ellerini elbisesine sürdü. Kanı silinir diye. Ama fayda etmemişti. Kanamaya devam ediyordu elinin içi. Düşmüştü kaçarken. Ondan kaçıyordu artık. O vahşileşmişti. Sevmiyordu artık genç kızı.
Genç kız onun kendisine zarar vereceğinden korkup yollara düşmekte bulmuştu tek çareyi. Kurtulmak istiyordu ondan. O, genç kızı öldürebilirdi. Çünkü o değişmişti.
Hiçbir zaman sevdiğini belli etmezdi ama genç kız her zaman bir umutla bakardı onun simsiyah gözlerine.
Şimdiyse o simsiyah gözlerin gazabından kaçıyordu.