Karanlık Tutkular
  • Reads 98,656
  • Votes 3,825
  • Parts 46
  • Reads 98,656
  • Votes 3,825
  • Parts 46
Complete, First published Nov 02, 2019
Mature
''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.''

''Oyun oynadığımızı kim söyledi?''

''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.''

''Bu sefer değil.''

Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu beline dolamış ve onu kendisine çekmişti. Alina adamın dudaklarının yumuşak ama kuvvetli baskısını kendi dudakları üzerinde hissedince bir anda boşluğa düşmüş gibi oldu. Hayır, boşluk değildi. Bir okyanusun derin sularına düşmüş gibiydi. Bu hem korkutucuydu hem de sarsıcı. Alina'yı hem tehlikeye, hem de onun daha önce hissetmediği duyguların derinliklerine sürükleyebilirdi. 

Kıpırdamadan bekledi Alina, dokunulmak ve öpülmek altüst etmişti düşüncelerini. Sarp'ın parmaklarının saçlarının arasında, gezindiği her noktaya kendini tanıtır gibi nazikçe gezinmesi ruhunu sanki bedeninden çekip alacak güçteydi. 

Vücudu bir anlığına kararsızlığa kapıldı. Eğer sadece bir saniyeliğine de olsa ona izin verse o anda Sarp'ın kendisini arkalarındaki duvara yaslayıp oracıkta kendisine sahip olacağını biliyordu. Alina'nın aklına bacaklarını Sarp'ın beline dolayıp onu içine almanın nasıl bir his olduğu düşüncesi gelince hafif iniltiyle karışık bir ses çıktı dudaklarının arasından ve bundan nefret etti. Hızla kendini geri çekti Sarp'ın öpülesi dudaklarından. 

Alina'nın gözleri Sarp'ın sabit bakışından kaçarcasına uzaklaşırken, bedeni teslimiyetin doruklarındaydı resmen. İstese, uzanıp kollarını beline dolasa kendini bırakacaktı Alina ve en kötü olan şey ise Sarp'ın bundan emin olmasıydı. 

• • •

+18 unsur barındıran bir hikaye. Yetişkin içerikten rahatsız olacakların okumaması rica olunur!
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Karanlık Tutkular to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SİSBULUTU by ozlem005
59 parts Complete
Eğer sevdikleriniz yanınızda değilse bir yeriniz kanar, acır yanar... Bir süre sonra alışırsın ama o devam eder. Artık eskisi gibi değilsinizdir. Yalnızsınızdır. Güçlüsünüzdür. Eskisinden daha çok kendinize güvenirsiniz. Çünkü böyle olmak zorundasınız. Başka bir yol göstermez hayat. Daha iyi daha güçlü olmazsanız hayatınız elinizden kayıp gider. Annem ve babamdan sonra bu dünya da ne olursa olsun yalnızdım. Akrabalarım ve arkadaşlarım vardı ama bir aile değillerdi. Güçlü olmak zorundaydım. Güçlü ve hırslı. Yoksa kinin ve yalanın olduğu bu dünyada ayakta kalamazdım. Zaten amcam gibi bir varlıkla baş ederken bir de kalbimin ritmini değiştiren bir adam vardı. Ayaz. İsmi gibi soğuk. ve aynı zamanda kaba bir yanı da vardı. Ama derin bir üzüntü sonucunda bunların olduğu belliydi. O mutlu olmalıydı ama bundan kaçıyordu. Bunca zaman hayatını esir alan üzüntüye alışmış bir bağımlı gibiydi. Ona uzatılacak yardım elini istemiyordu. O alışmıştı üzüntüye ve onu esir alan bu duygudan kurtulmak istemiyordu. Ben Gizem YILMAZ. Bense kendi yarasına merhem olamamış bir zavallı gibiyim. Onun karşısında ne olursa olsun zavallıyım. Etrafıma ördüğüm kalın duvarları zırhları ona karşı kullanamayacak bir zavallı. Onun varlığıyla mutlu olan bir zavallı. O üzüntüye ben ise ona bağımlıydım. Ve ortak paydamızda bundan kurtulmak istemiyorduk.
MEYYAL by vitaena
14 parts Ongoing Mature
"Kokun," dedi ve duraksadı kısa bir süre, "arabamın içini doldurdu. Bu beni delirtiyor." dediğinde diğer elimin tırnakları avucumun içine can yakıcı izler bıraktı. Sakin kalmaya çalışarak dudaklarımı araladım, "Bu iyi mi, kötü mü?" dedim kısık bir sesle. Beni hafifçe kendine çekti. "Her ikisi de." dedi ve koca bir soluğu daha ciğerlerine ittirdi. Elimin üst kısmını yavaşça dudaklarına götürüp öptüğünde içim gıdıklandı. Dokunmak ve sevmek için yanıp tutuştuğum sakallarının bir kısmı elime battığında dişlerimi birbirine bastırdım. İkinci kez aynı yeri öptü ve dudakları orada oyalandı kısa bir süre. İçime giren ürpertiyle silkelenmek istesem de kendimi zor tutuyordum. Bitmesini istemeyeceğim bir an olabilirdi bu. Fazlasıyla yoğundu her şey. Harelerinin bana bakarken yumuşamasına tezat duran kasılmış vücudu, her an bize karşı fırlatılacak ok yağmurunu engellemek ister gibiydi. Bir duvar gibi karşımda delikanlıca dikilirken seyirlik görüntüsü içimi titretti. "İstemiyorum gitmeni," dedi soluklanırken, "ama gitmelisin." Kalbimin bir kısmını tam şu ana bırakmıştım istemsizce. İki sözüyle beni bu hallere sokabiliyordu. Gitmeliydim geç olmuştu ama gitsem de bir yarım onunla gibiydi. Kafamı salladım onaylarcasına. "Gitmeliyim." Elimi elinin arasından usulca çekmeye çalıştığımda sıcak nefesi elime çarpıyordu. Tutuşu sıkılaştığında "Şimdilik." dedi, "Şimdilik git." Anlamsızca ona bakarken kaşlarım çatıldı. "Sonra yine bana gel İpek." diyerek avuç içimi çevirdi dudaklarına bu sefer, "Bana gelişin olsun," avuç içime bıraktığı sıcak öpücükle gözlerim kapandı birkaç saniye, "gidişin olmasın." Elim hala dudaklarındayken daha da koyulaşmış gözleri beni içine çekiyordu. Düşmek istediğim en güzel kuyuydu bir çift gece siyahı gözleri. - AKIN ULUTAŞ & İPEK YAZGI Yetişkin içerik vardır.
HAYATINI ÇAL by pembehayaller3
11 parts Complete Mature
Okuduğum şeye inanamadım. Bu bir şaka olmalıydı. Değil mi? Gerçek olamazdı. Şu an bunu yaşıyor olamazdım. Korkuyla Dağhan'a baktım. Bizzat onda da aynı korkuyu gördüm. En büyük korkumla yüzleştim. Gerçekti. Öğrenmişti. Yolun sonu gelmişti. Şimdi ne yapacaktım? Buradan nasıl kurtulacaktım? Cevap bulamadım. Nefes almakta zorlandım. Sanki bir el boğazıma yapışmış gibi hissettim. Bir de bu yetmiyormuş gibi istemsizce titredim. Bu sırada kapının açılış sesini duydum. Bir el omzuma uzandı. "Seninki geliyor tatlım." dedi. Seslerin ardı arkası kesilmedi. "Ama bu ne hâl? Sanki ters tarafından kalkmış gibi..." "Ne oldu? Neden bu kadar sinirli?" "Buraya doğru geliyor." Ona bakmaya cesaret edemedim. Göreceğim tepkiden çekindim. Gözlerimi yere diktim. Ayak sesleri git gide yaklaşırken önümde durduğunu hissettim. İşte gelmişti. Sonum gelmişti. "Şirin..." Bu ismi ilk kez ondan bu kadar sert duydum. Zorlukla ona baktım. O koyuluklara baktıkça bugüne kadar görmediğim öfkeyi gördüm. Bu bakışı canımı yaktı. "K-Kuzey..." Dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. Sinir dolu bir kahkaha attı. "Şirin... Adın buydu değil mi? Yoksa sana Derin mi demeliyim karıcığım?" Etraftan şaşkınlık nidaları duyulurken konuşmaya devam etti. "Kimsin sen? Benimle evlenen masum Şirin mi? Yoksa masum bir hayata konup her şeyi planlayan Derin mi? Kimsin sen karıcığım? Kaç hayatın var? Kaç kişiliğin var?" Ne kadar dayanmaya çalışsam da gözlerim doldu. Bile bile çıktığım yolda o an gelmişti. Sonum gelmişti. Ben bitmiştim. (Hikâyenin tüm hakları saklıdır. Kopyalanması ve çalınması durumunda hukuki işlem uygulanacaktır.)
You may also like
Slide 1 of 10
SİSBULUTU cover
AŞKTAN KARELER cover
MEYYAL cover
ACININ GÖZYAŞI cover
KALBİNİ BANA VER cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
HAYATINI ÇAL cover
Lafügüzaf  cover
AHÛZAR SERİSİ (TAMAMLANDI) cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover

SİSBULUTU

59 parts Complete

Eğer sevdikleriniz yanınızda değilse bir yeriniz kanar, acır yanar... Bir süre sonra alışırsın ama o devam eder. Artık eskisi gibi değilsinizdir. Yalnızsınızdır. Güçlüsünüzdür. Eskisinden daha çok kendinize güvenirsiniz. Çünkü böyle olmak zorundasınız. Başka bir yol göstermez hayat. Daha iyi daha güçlü olmazsanız hayatınız elinizden kayıp gider. Annem ve babamdan sonra bu dünya da ne olursa olsun yalnızdım. Akrabalarım ve arkadaşlarım vardı ama bir aile değillerdi. Güçlü olmak zorundaydım. Güçlü ve hırslı. Yoksa kinin ve yalanın olduğu bu dünyada ayakta kalamazdım. Zaten amcam gibi bir varlıkla baş ederken bir de kalbimin ritmini değiştiren bir adam vardı. Ayaz. İsmi gibi soğuk. ve aynı zamanda kaba bir yanı da vardı. Ama derin bir üzüntü sonucunda bunların olduğu belliydi. O mutlu olmalıydı ama bundan kaçıyordu. Bunca zaman hayatını esir alan üzüntüye alışmış bir bağımlı gibiydi. Ona uzatılacak yardım elini istemiyordu. O alışmıştı üzüntüye ve onu esir alan bu duygudan kurtulmak istemiyordu. Ben Gizem YILMAZ. Bense kendi yarasına merhem olamamış bir zavallı gibiyim. Onun karşısında ne olursa olsun zavallıyım. Etrafıma ördüğüm kalın duvarları zırhları ona karşı kullanamayacak bir zavallı. Onun varlığıyla mutlu olan bir zavallı. O üzüntüye ben ise ona bağımlıydım. Ve ortak paydamızda bundan kurtulmak istemiyorduk.