Kaçırıldığımda 19. Yaşımın başlarındaydım, şu an ise 20'nin sonlarındaydım. Yani yanlış hesaplamadıysam. Ben Güneş Akay. Tek istediğimin biraz daha fazla kitap okumak olan bu dünyada şimdi çürümeye yüz tutmuş kare şeklindeki odada özgür kalacağım gün için uğruna feda etmeyeceğim hiçbir şey yok ve bu elime geçen tek şansı iyi değerlendireceğim. Batın Karan denen kişiyi kendi safıma çekip tüm bilgileri öğreneceğim ve en sonunda buradan çıkıp gideceğim. Ve bu yolda hiçbir şey durduramaz beni. Güneş Akay yıllardır onunla baş başa kalan duygularını bir köşeye atmıştı artık. Üzüntü yoktu, korku yoktu, aşk...hiç yoktu. Ya da var mıydı? Varsa da aylardır yaşayamadığı duyguları bir başkasının ruhunda kendi yansıması olarak görürse aşk yeniden varolur muydu? Aşk neydi? Onu kurtaracak duygu muydu? Yoksa özgürlüğünü elinden alacak anlık bir şey miydi? Onu özgür kılacak şey mi aşktı yoksa onu sonsuza kadar tutsak edecek şey mi? Aşk bizi özgür kıldığını sanarken tutsak etmek miydi? Yoksa tutsak olduğumuz yerden kurtarıp özgür kılan şey miydi?All Rights Reserved