Melifua Esperanza | La Llorona (Sope)
  • Reads 289
  • Votes 28
  • Parts 5
  • Reads 289
  • Votes 28
  • Parts 5
Ongoing, First published Nov 05, 2019
Bir adım daha attı geniş balo salonunun kapısından içeriye, beyazlara bürünmüş genç. Gözlerini kıyafetinin tersine simsiyah bir tülle örtmüş, o tanıdık beyaz maskeyi bulmaya çalışıyordu. 'Bir kere daha,' diye geçirdi içinden, 'Onu bir kere daha bulacağım...'. Tek umuduydu bu gece, göremediği sevgilisine kavuşmasına. Bir süre geçti aradan belki yarım saat belki de bir saat, kim bilir? Bekledi, tek kelime etmeden sakince bekledi. Beklediğine değmişti de. Çok geçmeden o tanıdık maske çarptı gözüne, sonra da karanlık kostümü. Usul usul, yavaş adımlarıyla ilerledi hasret kaldığı simanın yanına...
All Rights Reserved
Sign up to add Melifua Esperanza | La Llorona (Sope) to your library and receive updates
or
#788sope
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Ankara Rüzgarı / Barış Alper Yılmaz cover
Ihlamur Çiçeği | Eren Elmalı cover
single | tk cover
Seen | Eren Elmalı  cover
𝑶𝒑𝒊𝒂 | 𝑩𝒂𝒓ış 𝑨𝒍𝒑𝒆𝒓 𝒀ı𝒍𝒎𝒂𝒛  cover
agreed marriage cover
Giriftar | barış alper yılmaz cover
Berrak cover
Pera'da Gece Yarısı cover
lifetime, taekook cover

Ankara Rüzgarı / Barış Alper Yılmaz

24 parts Ongoing

"Gökalp... bizim oğlumuz. Sen onun öz babasısın." Barış'ın gözleri bir anda irileşti, sanki zaman donmuş, dünya sessizliğe gömülmüştü. İçine bir şey çarpmış gibi oldu, ne bir ses, ne bir hareket... sadece bir ağırlık. Göğsüne saplanan görünmez bir sancı gibi. Kalbi, aniden ritmini şaşırdı; ne hızlandı ne durdu, sadece derin bir sessizlikle yankılandı içindeki boşlukta. Ama artık başka bir şeydi o. Artık sadece bir çocuk değil... Barış'ın kanından, canından bir parça... içini paramparça eden o açıklamanın tam merkezindeydi. Gözleri doldu. Yanaklarına inmeyen, ama gözbebeklerinin içinde büyüyen o doluluk... yılların eksikliği, farkında olmadan duyduğu özlemin ağırlığıydı. "Benim..." dedi Barış, sesi titrek ve neredeyse duyulmazdı. Dudakları zorla oynadı, kelimeleri dışarı çıkarmak isterken titredi. "...oğlum mu?"