ANKA
  • Reads 101
  • Votes 6
  • Parts 4
  • Reads 101
  • Votes 6
  • Parts 4
Ongoing, First published Nov 06, 2019
Tüm Karadeniz karşısında duruyordu genç kadının. Karadeniz'in en hırçın dalgası da tam arkasında. Nefesi ensesine değdiği an ürperdi. Nefesi. Birkaç gün önce kesilen nefesi. Bir daha hiç hissedemeyeceğini düşününce kalbine binlerce kurşun yemiş gibi hissetmişti Zeynep. Ama işte bak yine orda, en sevdiği yerdeydi.

"Bulurum demiştim güzelim." Aslan derin bir nefes aldı sevdiğinin kokusundan. "İstersen ateş ol yak beni. İstersen Karadeniz ol dalgalarında boğulayım. Ya da bir kuş gibi kaçabildiğin kadar kaç benden. Ama unutma kalbinin bende olduğunu bildiğim sürece ne seni bulmaktan vazgeçeceğim ne de sana olan aşkımdan."

Biliyordu genç kadın. Bulurdu. Tıpkı daha önce bulduğu gibi. Bundan hiçbir şüphesi, hiçbir kuşkusu yoktu. İyice yaslandı sevdiği adama. Ellerini, beline sarılı olan ellerin üstüne koyduğunda içinden söz verdi Aslan'a. 'Şu koca Karadeniz şahidim olsun ki bundan sonra ne ben giderim, ne de seni almalarına izin veririm.'
All Rights Reserved
Sign up to add ANKA to your library and receive updates
or
#50gamze
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
Zeytin Dalı cover
SEN BEN VE BİZ. *Texting* (+18) cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
Oyunbozan cover
Sabır Vaktine Esirdir / Texting cover
EKSTREM cover
BERDEL (+18) cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover
İzler Silinmez cover

Lafügüzaf

19 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.