"Senden nefret ediyorum!"
Elinde değildi.Ona gittikçe şiddetli bir şekilde aşık oluyordu.
Bu anlamsız fırtına damarlarında ŞAH! diye bağırıyor ve genç adamı mat ediyordu..
"Öyle ise bir kere öpebilirmiyim seni? "
Bu adeta bir yalvarış gibiydi.Annesinin kalbi ile hayatta kalan bu genç kadın,tüm hareketleri ve mimikleri ile şu sert ve merhametli adamı kendine bağlamıştı...
Belli belirsiz kafasını sallayan genç kadını yavaşça kendine çekti adam.ilk kez korkuyordu böylesine,zarar vermekten,incitmekten ilkez böyle korkuyordu.Nefesleri titrek titrek birbirlerinin yüzüne vuruyordu.Bu bir yakarıştı.Koskoca Talaz Ceyhun Dağlıca ilk defa böylesine bir hisle karşı karşıyaydı.Kaç kadın geçsede hayatından ilk kez oluyordu böyle güçlü bir heves?...
Heves miydi? Hayır heves değildi.O Elzem'in hayatıydı..Elzem'in ikinci yaşamı...Elzem'in sıcak hareleri yaktı Talaz'ın kehribarlarını ,Talaz dayanamadı dudaklarını bastırdı Elzem kadının kiraz dudaklarına.Elzem titredi ay ışığı ve gecenin ulu soğuğunda.Ne nefes alabildiler nede hareket ettiler.Parmak uçlarını çıkarırken Elzem'in yanaklarına,Küstü tüm dünya sabaha.Güneş terk etti gezegenlerini.Talaz'ın güneşi Elzem'di...