Misket
  • Reads 575
  • Votes 15
  • Parts 1
  • Reads 575
  • Votes 15
  • Parts 1
Ongoing, First published Nov 16, 2019
Küçükken ellerimi gökyüzüne uzatır bulutlara dokunmaya çalışırdım. Anılarımda bulutlara dokunuyor ve onları pamuk şeker gibi ağzıma götürdüğümü hatırlıyorum. Çocuk kalbimle artık ne kadar çok dokunmak istediysem o bulutlara, rüyalarıma girmiş olsa gerek ki hala zihnimin raflarında tozlanmamış bir şekilde duruyor.

" Onlara gerçekten dokunabileceğini düşünüyor musun?"

Ferit.
O da benim gibi yanıma uzanmış, güneş yüzünden kıstığı gözleriyle ellerime bakıyordu. Sorusunu cevaplamadan önce oturur pozisyona gelip yüzüne gölge düştüm. O da iki kolunu başına yastık yapıp bana dikkat kesildi, aynı anda benim de nefesim. İnsanın direk gözlerinin içine bakma alışkanlığı vardı ve benim üstümdeki etkisini bilmiyordu. Bilse bunu daha çok yapacağından emindim. Gözlerimi gözlerinden çekip uçsuz bucaksız, gökyüzünün yansıması olan mavilere yönelttim.

"Aslında dokundum hatta pamuk şekeri niyetine de yedim" 

Yüzümdeki hınzır gülüşle tekrar ona döndüm. O da gülüyordu. Doğrulup , kaskı eline alıp ayaklandı. Ne istediğimi biliyordu.

" 10 dk ya burdayım. " 

Ona sadece gülümseyerek kafa salladım. O da koşar adımlarla motorsikletine gitti.

Ferit.
Onunla bu noktaya kadar gelebileceğimizi hiç düşünmemiştim. Ona göre üçüncü tesadüften sonra ben onun kaderiydim. Parmaklarımızdaki kırmızı ip biz büyüdükçe kısalmış ve bizi birbirimize yaklaştırmıştı. Belki haklıdır ama haksız olduğu bir nokta vardı biz birbirimizin ruh eşleri değildik. Bizim tek ortak noktamız ikimiz de birer katildik.



Bilmeniz gereken en önemli şey; bu basit bir aşk hikayesi değildir.
All Rights Reserved
Sign up to add Misket to your library and receive updates
or
#192luhan
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
SARRAF cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
İMDADIM cover
AMARİS cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover

GECENİN İZİ

34 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....