"Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde; ülkelerin birinde koca bir kraliyet varmış. Sessiz sakin bir kraliyet. Ama Sarayda herkesin korktuğu köşe bucak kaçtığı, gözlerine bile bakamadığı bir canavar yaşarmış bu sarayda. Simsiyah gözleri insanı öyle korkutur ki kimsenin onun gözlerine bakacak gücü yokmuş. Çünkü, bir bakışta bile insanı öldürebiliyordu. Hiç gülmez herkese esip gürleyen bir prensmiş kendisi. Ülkenin veliaht prensi o. Geleceğin kralı. Ama bir o kadar da insanları korkutan biriydi. Onun bir kalbi yoktu. O acımasız bir o kadar kötüymüş. Ellerinde kan vardı. Sarışın kızın kalbinin kanıydı. Onun kalbini mahvetmişti, onu yakıp küle çevirmişti ve ellerine kanı bulaşmıştı. Ne yaparsa yapsın ellerine bulaşan kanı temizleyemedi temizleyemeyecekti..."