Dört duvarın arasına sıkışmış, korkulara sığınmış bir et parçası düşünün. Onu göğe çıkarmak yerine cehennemin yedinci katında misafir edin. Onu yuvasına misafir edin, kovulduğu yuvasına. "Yine daldın gittin. Söylesene zihninde kaç kişiyle sırt sırta, kaç kişiyle karşı karşıyasın?" Varlığını unuttuğum kadına baktım. Sadece baktım çünkü sesler susmam gerektiğini söyledi. "Günay, sessizliğinle kendini dövdüğün gibi beni de dövme." Gülümsedim. Lakin içten bir gülümseme değildi bu. Karşımda oturan adam ayağa kalkarak, günlerdir sudan mahrum kalmış saçlarımı okşadı. "Senin sesin ancak intikam ateşin söndüğü zaman duyulacak, ben o sesi duymak için seni burada bekliyor olacağım."