Ay ışığı vurmuş yüreğine. Yaralı yüzü kalbine esir düşmüş, yanan ateşin değdiği her toprak ıslanıyordu sanki yağmur altında. Yaktığı bir kendisiydi. Başkasını kül etmek istese de ateşi bir ona dokunuyor, onu yakıp kavuruyordu. Nefesi kül kokuyordu, yüreği gül. Soğuyan kalbini ısıtamazdı kimse. Nefesini kesen bahçeler ona diken sunmuş, yangınıyla her yeri yakmıştı.
"Benden vazgeç. Ateşim dokunduğum her şeyi yakıyor."
Hareleri koyu kahve, bir bakışında kırk yıl hatır bırakıyordu. Derinlere iniyordu sesi. Yüreğini titretiyordu bakışlarında ki parçalanmış umut. Harelerine saplanmış ihânetler vardı sanki. Sırtında değil, bakışlarında taşıyordu yaralarını. Örtmüyordu lâkin, kimse anlamıyordu onu. Duyulmuyordu çığlıkları, suçlanmış sessizlikleri.
"Seni de yakıyor mu ateşin?"
"Evet," diye fısıldarken nefesi genç kızın içini titretmişti.
"Yıldız olamazsın bana, ben sana ateş olurum. Karanlığımı aydınlatmaya çalışırken, kendini yakarak yoluma ışık olma."
Sesi derinlerden geliyordu adamın. Anlamıyordu genç kız. İstemiyor muydu onu hayatında, yoksa genç kızı düşündüğünden miydi bu tavırları?
"Ne tuhaf, tanıdık geliyor duyguların, tavırların. Bana ateşinle gel küçük adam."
Elini, genç adamın hızla inip kalktığı göğsüne yerleştirdi. Kendisinin kalp ritimleriyle aynıydı ritimleri. Farkında olmadan aynı anda ikisi de derin bir iç çektiler.
"Ateşin seni de yakıyor..."
Kahve hareleri, koyu kahve harelere değdiğinde bakışından sırtına yükler bindirmişti adamdan. Sağlam durmayı, dik durmaya değişmişti bizzat kendi arzusuyla. Baharı yok, kışı yok, yazı yok...
Güzdü hep. Kış mıydı sonrası, yaz mıydı öncesi?
"Çünkü ateşin seni yakmadan, başkasını kül edemez. Sana yanmaya geldim."
✧
Gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenilmiştir. İyi okumalar...
🍂 17.01.20
Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz...
Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.