3 parts Ongoing Biz aynı kara deliğin ele geçirdiği bedenlerdik. Bizi bizler değil; ya kafamızın içindekiler ya da dördümüzü aniden saran sarmaşıklar öldürecekti.
Fırça sesinin baskısı kulağıma tebeşir sesi kadar uğursuz geliyordu artık. Gözlerimi tuvale çevirdiğimde tanıdık yüzle karşılaştım.
Sanki tuvale değil aynaya bakıyordum. Adım sesleri gitgide yaklaşıyordu, elindeki fırçayı daha sert tuvale bastırdı.
Ona söyleyeceğim ilk cümle ❝Sen çıldırmışsın!❝ olurdu fakat biliyordum ki o çıldırmamıştı.
O, gökyüzüne erişmek isteyen bir çocuktu. Bende parmaklıklar ardına sıkışan, geçmişi ya da geleceğini kurtarmaya çalışan kız çocuğuydum.
Hepimiz kendi hikayemizde masum veya şeytandık.
Önümde kocaman yol değil tuval vardı. Bana, ❝Kendi kaderini seç.❝ demedi. Aksine, ❝Kendi kaderini boya.❝ dedi.
Biliyordum ki sadece kendi kaderimi değil; bu beyaz odanın içinde, dördümüzün kaderini boyuyordum. Seçtiğim dört renklerden her birisi kaderimizin bir parçasıydı.
⚠️Uyarı!: Bu kitapta psikolojik, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.
Kapak tasarım: @tehiyyatu