Bir kere daha anladım,
Hayatın bize oyun oynadığını,
Zaman denilen hırsız ile
Ortak çalıştığını,
Çünkü biz büyüdükçe,
Gülüşlerimizin küçüldüğünü farkettim,
Oysaki biz,
Ne kadarda güzel gülümserdik,
Mesela
Aşkın adı gizli olurdu,
Onu sinemizin içine koyar,
Küçücük dünyamızda,
Onu kocaman yapardık,
İşte biz böyle yaşardık,
Bulutlar kadar beyaz,
Yağmurlar kadar safdı sevgimiz,
Eskiden,
Papatyalardan kırlar,
Kırlardan gelen huzur vardı,
Gerçi şimdi hala var,
Sadece biz,
Yeniyi, eskiye değişemedik,
Hepsi bu,
Gelincik çiçeklerinin,
Narin yaprakları gibi,
Bıraktık kendimizi,
Hayatın yokuş yukarı,
Esen rüzgarına,
Ve
Hep öteliyoruz kendimizi,
Diyoruz ki;
Belki başka bahara...
Saygılar... @gizlisayfam
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?