Belki de o, aydınlığın içindeki karanlık, karanlığın karanlık olmasını sağlayan aydınlıktı.
Belki de o ay ışığının şu ana kadar yansıdığı en güzel çehreye sahipti. Ay'ın bile dünyada kıskandığı bir ışıktı o.
Denizin dalgalarını vurmak için can attığı kıyıydı.
Güneşin doğmak için acele ettiği kadar güzel bir karanlıktı.
O, kalbimin uzun süre sonra gerçekten attığı tek nedendi.
O, bir adamın deniz kızına olan aşkı kadar yakın, ama denize çoktan atılan ve içinde intihar mektubu yazan bir şişe kadar uzaktı.
O, her şeyin anlamıydı, ve bir o kadar anlamsız.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."