Bu bir bağımlının değil, bağlılığın hikayesi...
Aykut'un en yakın arkadaşı, Mısra'nın en yakın arkadaşını aldatınca metal bölümü sınıfı ve ressamlık bölümü sınıfı arasında düşmanlık kaçınılmaz olmuştu. 5000 kişilik lisenin acımasız reisine kafa tutan Mısra, Aykut'un acımasız olduğu tarafı öğrenmiş, ona yardım etmeye başlamıştı. Başına geleceklerden bir haber fedakarlık yapıyordu garibim. Çünkü neden yapmasındı?
O Mısra Türkmen'di, dediğini yapar, istediğini alırdı.
Aldı da. O Aykut reisse, ben de Mısra reisim diyerek çıktığı yolda reislerin savaşı neye dönebilirdi ki, aşktan başka?
Bu savaşın galibi ne ressamlık sınıfı oldu, ne metal sınıfı...
Bu savaşın tek bir galibi vardı, o da AŞK...
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.