Gecenin yaratıkları yalnızlıklarını yüzyıllar boyunca yaşamak zorundalar...Gecenin ölümsüzleri son derece güzel,çekici ama aynı ölçüde acımasız ve tehlikeli...Aynı zamanda yüzlerce yıldır var olan insanın ölümsüzlük özlemine adanmış gecenin zavallı çocukları,güçlü avcıları...İsmi her ne olursa olsun ölümsüzlüğün beraberinde yüzyıllar boyu sürecek yalnızlığın bilincindedir ve birazda bu nedenle insan ırkının zayıflığı,bir kelebeğin ki gibi kısa süren hayatı için verdiği muntazam çaba ona cazip gelir.İnsanın tüm zayıflıklarının yanında umuduna aşıktır.Güçlüdür güçlü olmasına ama sonsuz hayatında hiçbir çağın ruhunu taşımaz o vampir.İnancı yoktur dolayısıyla umudu da yoktur.Ancak yine de insani zamanlarından kalma sevme ve sevilme ihtiyacına sahiptir özünde yalnız kalma korkusundan dolayı.Aşık olduğu kişiyi hem narinliği hem de insanlığından dolayı sahiplenici ve acımasızdır kısa yaşamı onu tatmin etmeyeceğinden sonsuz yaşam öpücüğü sunar tıpkı babamın anneme verdiği gibi içinde birikmiş yüzyıllık ihtiras ile...Netice de avcıdır o avı ise tüm insani duygulardır.Belki de bu nedenle hep yakışıklı,genç ve çekici olandır...
Sadece kafa dinlemek için çıkmıştım evden bir daha dönüşüm olmadı eve bir vampir tarafından esir tutuldum bu beni oldukça korkutuyor kaçmaya çalıştığım an dibimde bitiyor
sırlar gün yüzüne çıktığında aramızdaki bağlar dahada kuvvetli oluyor
aşk mı bu nefret mi bu hangisi
kurgu