BEYAZ KUĞU
  • Reads 4,746
  • Votes 367
  • Parts 13
  • Reads 4,746
  • Votes 367
  • Parts 13
Ongoing, First published Dec 15, 2019
"Haykırsam, duyar mısın sesimi?" 

   Genç adam, ruhuna nükseden acıyla ellerini sıktı. Yumruk yaptığı parmakları avuçlarına bir ölü gibi gömülmüştü. Bu bir soru değildi, bu acının ruhun topraklarında filizlenen isyanı idi. Ciğerlerini parçalayan kelimelerin verdiği son nefesti. Gecenin yansıdığı o karanlık gözler yağmur bulutlarıyla dolmuştu. Narin kirpikleri yaşlarla parlıyordu. Derin bir nefes alarak içindeki o zehri bastırmaya çalıştı. Işığını kaybetmiş kehribar rengi gözleri, genç kadının o farzımuhal gözlerine tutunuyordu. O gözlere bakmaya doyamıyordu.

   Parmaklarını gevşettiği elini kaldırdı. Körpe bir tomurcuğa dokunur gibi kavradı genç kadının ay gibi parlayan çehresini. Afitab gibi parlayan çehresini kavrayan eller kor gibi yanıyordu. Genç adam, genç kadının kirpiklerine tutunan gözyaşını baş parmağıyla sildi. Mücevher gibiydi gözyaşları, yanaklarından süzülmemeliydi.

   "Sen haykırmasan da gözlerin haykırıyor. Duymasam görüyorum, görmesem de hissediyorum. Sanki benliğime mühürlenmiş gibisin, benim ruhumun yongası olmuşsun. İstesem de kaçamam artık."



Bir adam sakla zihnindeki kilitli sandığa,
Yalnızlığın pençe izleri kürek kemiklerine kazınmış.
Bir kadın hapset zihnindeki demirden parmaklığa,
Sırtında geçmişin fırlattığı zehirli oklar kalmış.

Copyright © 2019
All Rights Reserved
Sign up to add BEYAZ KUĞU to your library and receive updates
or
#142yasak
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
Fındık Tarlası cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
SARRAF cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
ÇOLAK (bxb)  cover
GECENİN İZİ cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

53 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."