Zugzwang garip bir terimdir. Satrancın sonsuz ihtimalli bir oyun olduğunu düşünürsek en azından zugzwang denen kavram tüm ihtimallerin tükendiği bir anı ifade eder. Bir hamle yapmak zorundasındır zira yapacak bütün hamleler tükenmiştir, yapabileceğin tek hamle kalmıştır ve bu hamle aynı zamanda kaybetmeni sağlayacak hamledir. Sıra sendedir, karşı tarafa devretme şansın da yoktur sıranı; ya oynarsın ya da sonsuza dek o tahtanın başında beklersin.
Sıra O'ndaydı. Sevdiğide biliyordu başka şansı kalmadığını, o andan itibaren aralarına çok büyük bir mesafe girdi, kare bir tahta kadar...
Onların mesafesi korkularıydı, sorunlarıydı, hatalarıydı. Karşı karşıya kalmaktan ölümüne korkan iki insanı ayırdı, günahları ve suçları. Onlar kavuşamadılar, sarılıp kollarında yeniden yaşam bulamadı, nefes alamadılar derince. Zaman durmayıp akarken bir su misali, insanlar doğar ve ölür.
Ya hamlenizi yapar kaybedersiniz ya da sonsuzluktur sonunuz...
Mesafesi olup kavuşamayanlara itafen yazılmıştır.
Tüm hakları iki uç nokta arasında saklıdır.®