Bilmediğim bir yolculukta, yere düşmek benimkisi. 5dakika önce tüm hayatım film şeridi gibi beynimden kalbime aktarılırken, geçmişe dair hiçbir şey hatırlayamamak canımı yakıyor, çok acıtıyor belli ki.
Hissettiğim tek şey acı, vücudumu kaplayan o yogun acı ve elimin üstünde hissettiğim yaşanmışlıkla dolu, damarları çıkmış, geçmişe yenilip buruşmuş o el sanki.
Yanımda sadece o yaşlı teyze yok, belli. Etrafımda içinde binbir hikaye saklı, tanımadığım bedenler var. Yaşlısından gencine, şaşkınlığından ağzı açık olana, aglamaktan yuzu sısmıs olana kadar bır suru ınsan var sagımda, solumda, her yanımda.
Kafam, ıslak kaldırım taşlarındaki bedenimin neden burda olduğuyla ilgili onlarca soruyla doluyken, yağmur hareketsiz bedenimi ıslatırken, zihnimde geçmişe dair en ufacık birşey bile kalmamışken bundan sonra neler olacağını hangi yıldız bilebilir ki? Hangisi fısıldar kulağıma geleceğimi?