İntikam...
Dünyanın en güçlü ve aynı zamanda en kırılgan duygusu. İçimdeki ateşi yok etmekle onun ışığında kör olmayı dengelemeye çalışacağım. Ama bu görev, daha önce karşılaştıklarım gibi değildi.
Bu sefer ki görevim diğerlerinden farklıydı.
İçlerine kolayca sızdığım küçük çetelerden çok daha tehlikeli bir görev için seçilmiştim. Katliam Örgüt Lideri Asır Yankı Kansu'nun hayatını bitirmek adına seçilen bir kurbandım. Ya da hayatını yok edeceğim o adam benim seçilmiş kurbanımdı.
Hayatımı tehlikeye atacak görevi normal de kabul etmezdim. Ama o sadece görev için bana verilen kurban değildi... O, benim bu dünya da ki en büyük düşmanımdı. Çocukluğumu, kardeşimi elimden alan acımasız bir katildi. Hayır cevabını kabul edebilecek türden bir adam değildi. Şeytanla yarışacak bir adamsa hiç değildi... O şeytanın ta kendisiydi.
Onun gözlerinde taşıdığı ateşi söndürmek için hayatımı tehlikeye atmaya kararlıyım. Gözlerimde çaresizlik maskesi takarak sızdığım o dünyada hayatta kalmak zorundaydım; ta ki bana sunduğu teklife dek...
İntikam soğuk yenen bir yemekti ve yılların acısını intikamımla birleştirme zamanım gelmişti. Çaresiz bir kızın rolü ne kadar zor olabilirdi ki? Değil mi?
Ama yanılmışım...
Gözlerimi açtığımda oynayacağım çaresiz rol bir anda gerçeğe dönüşmüştü. Artık hayatta kalıp beni dünyasına tutsak eden adamı yok etmeye kendimi adamıştım.
Kurt ve kuzu postunun altına gizlenen gri tilkinin oyunu şimdi başlamak üzereydi. Bu mücadelede yalnızca bir kazanan olacaktı. Peki, zafer kimin olacak? Kurt mu yoksa kuzu postunun altına sinen gri tilki mi?