BEYAZIN TONLARI
  • Reads 767
  • Votes 163
  • Parts 37
  • Reads 767
  • Votes 163
  • Parts 37
Complete, First published Dec 28, 2019
Mature
Mert, yasaların halkların menfaati için var olduğunu sanacak kadar kör, Tunç, zalim ve karanlık saçan bir sistemin, ancak daha zalim ve karanlık bir sistemce yok edilebileceğini düşünecek kadar nesnel. Nitekim Tunç'un hakkını vermeli: zira iyiliğin kötülüğü yenemeyecek kadar azaldığı bu çağda, -belki de- kötülüğü alt edebilecek yüce kötüler gerek. Hayır, bir paradoks değil bu. İyilik adına kendini kurban eden bir ruhun fedakarlığı sadece. Mert'in uyanışı ve Tunç'un iradesiyle..
      
      Günümüz Türkiyesinde geçen bu roman, kokuşmuş bir düzenin ve o kokuşmuşluğun içinde filizlenen bir umudu anlatıyor. Umut... Çünkü yaşıyor olmanın bir gayeye bağlanması şartı ile ancak, yaşadığını hisseden insanlar var. Umut... Çünkü insanlığı unutmamış, kokuşmuşluğun içinde büyüse de ruhuna çürümüşlük bulaşmayan bazı ruhlar hala var ve etrafımızda geziniyorlar. Umut... Çünkü umutsuzluğun bir fark yaratmayacağını idrak eden ve hayatlarına değer bahşetmek adına hayatlarını feda edebilecek kadar asil ve tuhaf insanlar illaki var. Kendi aşağılıklığını örtmek adına kendinden yüce bir amaca hizmet ederek benliğini aklama çabası değil bu. Bu, bir benliği aklamak şöyle dursun, karanlığa bulanmaktır. Bu, umudu taşımayı bırakıp umut olmaktır.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add BEYAZIN TONLARI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Kara Gül  cover
Bölünmüş Evren Teorisi cover
Sarmaşık [BxB]  cover
İMDADIM cover
📢📢Konuşan Gözler (KİTAP OLDU)📢📢 cover
ORENDA cover
Shakespeare Kulübü | Texting cover
ÖFKE ÇİÇEĞİ  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover

GECENİN İZİ

40 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....