"Bana aşık olacaksın. Bana öyle bir aşık olacaksın ki, peşinden ayrılmadığın babana bile karşı gelecek ve tahtını devirmek pahasına yanımda duracaksın. Kim bilir, belki de tahtını devredeceksin,"
Nefes bile almadan onu dinlerken, eli gözümün önüne gelen saçlara uzandı ve kenara çekerken devam etti. Sesi, kapıma dayanan hezeyanların habercisi gibiydi. Hiç olmayacak bir belaya çattığımı daha yeni yeni anlıyordum. "Mahkeme günü geldiğinde, suçlu olduğumu bile bile kendi ağzınla bunu inkar edeceksin. Baban öfkeden kuduracak, annen seni dehşetle izleyecek ve sen, ağlayarak bana bakacaksın."
Gülümsedim.
"Elinden geleni ardına koyma, tahtına tüküren Kral."
"Kraliçe tahtına oturacak,
Çığlıklar geceye yağacak.
Kurşunlar bir ip olup,
Ruhuna dolandığında,
Beyaz atlı prens,
Tahtından vaz geçerken,
Ve sesler kesilecek sanırken,
Siyah atlı kral tahtına geçecek,
Asıl oyun başlayacak."
taekook version.