Şehvetle harmanlanan terlerimiz içinde bulunduğumuz yatağa bulanıyordu. Kavrulan tenim her dokunuşunda içimi cehennem ateşine değmişcesine canımı acıtıyordu. Ona daha çok dokunmak onu daha çok hissetmek istiyordum. Çoğu zaman izlerken kendimi kaybettiğim bu beden şimdi anadan doğma üryan bir şekilde karşımdaydı. Ve ben bunun tadını çıkarmak istercesine teninde ellerimi gezdiriyordum. Nemli ıslak dudakları kasıklarıma doğru yaklaşırken boğuk bir sesle inlemiş ve istemsiz bir şekilde kalçalarımı havalandırmıştım. Ellerini belime yerleştirip beni bulunduğum yatağa sabitledi ve dudaklarını tam kadınlığımın tepesine değdirdi. Ağzımdan bir çığlık koparken içinde bulunduğumuz oda utandı bizden. Duvarlar gördükleri ile lal oldu. İçimdeki arzu beni tamamen ele geçirirken daha fazla dayanamayıp "KARTAL!" diye kükredim duvarlara. Halimi anlayıp biraz doğrulurken erkekliğini tam kadınlığımın üstüne yerleştirdi ve bir anda içime girdi. Saniyede bilmem kaç yüz kez aldığım nefesler kesildi. Tek hissettiğim acıydı. Halbuki bu benim için bir ilkti ve biraz yavaş olması gerekirdi. Hissettiğim acıdan dolayı gözümden bir damla yaş düşerken daha nefes alamadan içimde hızla gidip gelmeye başladı. Daha fazla dayanamayıp geldiğimde o da kısa bir süre sonra içime boşalmıştı. Büyük cüssesini üstümden çekip yanımdaki boşluğa yüz üstü bıraktı kendini. Ona doğru dönüp elimi omzuna yerleştirdiğimde hızla bileğimden tutup elimi itti "Cebimden üç yüz lira al ve çık hemen." dedi buz gibi bir sesle aşık olduğum adam. Ruhum bedenimden çekilirken yere çakıldım. Benden kilometrelerce yüksekte olan sevdiğim sırtını bana dönüp çıkıp gitti. Ben ise kanlar içinde o uçurumun dibinde kaldım. * * *All Rights Reserved