"Deniz kızı," Dedi içimi paramparça eden bir ses tonuyla. Ona doğru döndüm odağıma giren ilk şey gözleri Olmuştu. "Ölmek istedin," dedi ve durdu. Şimdi ne bu şehirdeki sokaklara sığabiliyordum ne de içimdeki dünyaya sığınabiliyordum. Sığınabileceğim tek yer bu adamın derinlikleriydi ve ben ilk defa boğulmaktan korkuyordum. Aramızdaki mesafeyi bir adıma indirip elleri ile bileklerimi tuttu. Nabzımın attığı noktaya baş parmağını bastırdı. "İnsanı hayata bağlayan bilekleriyse eğer bileklerinden tutun hayata ne kadar yorucu olsada." Hiçbir şey söyleyememiştim. Benden geriye bir enkaz bıraktığının farkında mıydı? Her şeyi gören adam bunu görmemiş olmazdı. Görmeliydi çünkü tekrar dönüp bu enkazı elleriyle toplaması gerecekti.