Tisya +18
  • Reads 3,029,807
  • Votes 118,844
  • Parts 38
  • Reads 3,029,807
  • Votes 118,844
  • Parts 38
Complete, First published Jan 14, 2020
Mature
"Bak gelirken senden bahsettiklerini duydum. Peçe takma sebebinden bahsediyorlardı. Kimsenin seninle evlenmek istemediğini söylediler. Babanın öfkesine de kendi gözlerimle şahit oldum zaten. O yüzden sana bir önerim var." adam tüm patavatsızlığıyla konuşurken daha fazla dayanamayarak hışımla elimdeki bardağı bıraktım ve öfkeyle konuşmak için ağzımı açtım ancak adam beni durdurdu. Onun elini havaya kaldırmasıyla bende hızla sustuğumda adam yakınlığımızı fark ederek bir adım geriledi.

"Benim lösemi hastası bir kızım var ve onun bir iliğe ihtiyacı var. İlik içinde bir kardeşe. Sen eğer benimle evlenip kızıma bir kardeş verirsen bende seni bu hayattan kurtarırım. Hem herkesin ağzı kapanır hem de babandan kurtulursun. Hemen cevap verme düşün olur mu?" adam fütursuzca konuşup sinirlerimi iyice gererken daha fazla katlanamayarak hızla adama bir tokat attım ve bir saniye bile düşünmeden bu iğrenç teklifini reddederek mutfaktan çıktım. Mutfaktan çıkmadan hemen önce adam son bir kez daha bana hitaben konuştu.

"Yarın. Yarına kadar düşün. Yarın bu eve son kez geleceğim."
All Rights Reserved
Sign up to add Tisya +18 to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
15 parts Ongoing
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
You may also like
Slide 1 of 17
Karanlığın Aç Çocukları Serisi cover
ATEŞPARE (+18) cover
TESLİMİYET cover
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) cover
MÂHÎ cover
OKYANUSTA BİR DAMLA |FİNAL OLDU| cover
İNTİKAMIN PENÇESİNDE (+18) cover
Trabzon'a Gelin  cover
KİRALIK CEHENNEM cover
SERZENİŞ (KİTAP) cover
Mahkumiyet (+18) cover
TOHUM SERİSİ 1 -  İhanetin Karanlığı cover
SERT ÇEHRE (KİTAP OLDU.)  cover
KALINTI cover
KARADAĞ |+18| (HÜKÜMDAR SERİSİ 1) cover
GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔ cover
Üvey abim  cover

Karanlığın Aç Çocukları Serisi

71 parts Ongoing Mature

Karanlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere burada yayımlanmaktadır. ____ Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yaslayabilirim bu omza, ikimizde hak ederiz." Ondan bir cevap beklemekten ziyade kendi kendime konuşuyor gibiydim. Az önce parmak uçlarımı gezdirdiğim omzuna başımı yasladığımda göğsüme büyük bir ağırlık çöktü. Öyle ki neredeyse nefes almakta zorlanıyordum. Reha ensemin üzerinden saçlarıma dokunduğuna iyice yoğunlaştı o his. Anlımı omzuna bastırarak gözlerimi sıkıca yumdum. Ama nasılsa, hayatımı zaten berbat etmemiş miydim? Kısık sesle, hatta neredeyse fısıldar gibi "Her şeyi mahvettik, artık kimin neyi hak ettiğini hesaplayamayacak kadar mahvoldu her şey." dedi.