⚓️ Nilüfer, ismi gibi bataklıkta yetişen eşsiz bir çiçek. Yaşadığı hayat sebebiyle çoğumuzun anlayamayacağı kadar sevgiye muhtaç. Kalbi ise yaşadığı o bataklığa rağmen tertemiz. Onun için hayat, bir gece vakti çalıştığı bardan çıkarken mahallelinin kurduğu tuzak yüzünden kuzeni tarafından darp edilmesiyle başlıyor. Hem iyi ki hem keşkesi olacak insanlarla ilk defa o gece tanışıyor ve gizem, aşk, sırlarla dolu karanlık bir dünyaya adım atıyor... Kitabı okuyacaklar için bataklığa hoş geldiniz. Burada lotus çiçeğinin etrafını saran çamurlu yollara ve pis kokulara hazır olun. 🪷 Masanın üzerine iki küçük bardak, bir şişe rakı ve su bırakan adam içten bir tebessümle yanımızdan ayrıldı. "İçmem ben." Dedim hızlıca. "Hiç içmedim." "Barda çalışıyorsun," telefonunu masaya bırakarak rakı şişesine uzandı.Yüzünde benimle alay ettiğini belli eden gülümsemesini sabit tutarak bardaklara iki parmak kadarınca rakıyı paylaştırdı. "Hiç alkol almadın mı?" "Hayır." Dedim kaşlarımı yukarıya dikerek.Rakı şişesini masaya bırakarak bu kez su şişesini eline aldı. "İyi." Dedi, su ve rakının birbirine karışmasını sağlayarak. "İçtiğin ilk yudumun ardından yalanını karıştırmadığın yüz ifadeni merak ediyorum." "İçmeyeceğim." Ayrıca neden yalanı öne sürmüştü ki? "İçeceksin.Her şeyin bir usulü vardır.O usule uymalısın." "Ne usulü?" Merak içinde bekledim yeni bahanesini. "Rakı ve balığı ayıramazsın." Dedi. "Balıktan çaldığın o deniz için bu rakıyı içmen gerekiyor." Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. "Ne yapacak balık, karnımda mı yüzecek?" Güldü.Ama o benim gibi gülüşünü saklamadı. Parmaklarını rakı bardağının etrafına sarıp dudaklarına götürmeden hemen önce "Onu da balık bilir." Dedi.All Rights Reserved