Krallığından kaçak yaşayan bir büyücü, çocukluğundan beri sığındığı, iksir tüccarı diye bilinen bir adam, herşey böyle başlamıştı işte.
Savaştan yeni çıkmış altı krallık ve gizemli bir dünyada Lucia, kendini geliştirip iyi bir büyücü olabilmek için ilerlediği bu yolda bilinmeyen tüm sıraları açığa çıkarıp, kendini tehlikeye atacağını hiç düşünmemişti. Ya da asıl tehlikenin aslında kendisi olduğunu hiç tahmin etmemişti.
İhanetler, savaş, katliam, tehlikeli yaratıklar, yıkılmış krallıklar ve öldürmeye hazır cellatlar...
Lucia, geçmişini bulmaya çalışırken en yakınlarının bunu elinden aldığını öğrendiğinde herşeyi baştan yazacaktı.
*
"Ona karşı gelebileceğini mi sanıyorsun?!" duyduğum sesle arkamı dönüp alayla sırıttım. O ise bu hareketime karşın imkanı varcasına daha da kaşlarını çattı ve ardından "Seni pis cadı!" diyerek bana doğru öfkeyle adımladı.
"İlk olarak, ben cadı değil bir büyücüyüm." dedim ve bir adım ona yaklaşıp sağ elimi açıp sağa, sol elimi açıp sola çevirdim. "Ben ona karşı kazanacağımı biliyorum ama sen," onun aksine derin bir nefes alarak havalanan ayaklarına ve nefes almak için çırpınan ellerine baktım. "ama sen bana karşı gelebileceğini mi sanıyorsun?"
*