Okuldan nefret ederek yaziyorum herseyi. Yine ayni cirkin suratlari gormek, herkese gunaydin demek, sira secmek, oturmak, okumak, yazmak. Bunlari yazarken bile usendim ben. Yaparken nasil usenmeyeyim?
"Gunaydin cocuklar." adli sendromun karsisinda siramdan bile kalkmadan "Gunaydin hocam." diye herkesten gelen gurultude bogulacaktim. Kimseyi sevmiyordum aslinda. Elimde olsa kimseyle konusmayacaktim.
"Kanka lise on numara olacak ya. Bak tas gibi kizlar falan."
"Aynen kanka ya, su kiz benim bu kiz senin diye paylasacaz. Kurtuluyoruz bizim ismail abi tipli kizlardan."
Hic de kurtulamadik aslinda. ilkokulda olan ismail abi, lisede muhittin abi oldu. Benden daha fazla sakali olani da gordum, gozlerimin icine hic konusmadan seni seviyorum diye haykirani da.
Hangisi sevilir muamma.
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)