Aşıkken kalbiyle görürsün her şeyi. Hele ki kadınsan. Anneannemin söylediği en güzel sözdü bu şu günlerde. Erkekle kadın aşkı çok farklı yaşar. Erkek mantığıyla kalbini görmez. Mantığı hep bir adım öndedir. Ama kadın ilk o anda başlar kalbiyle hareket etmeye, kalbiyle görmeye. Tabi bu herkes için geçerli değil diye de belirterek son noktayı koymuştu. Son zamanlarda annemle babamın yaşadığı kırgınlık ve olumsuzluklara yorumunu ilk kez paylaşmıştı benimle. Annemin duygularına tercüman olduğunu hissettim. Annemde babamı hep kalbiyle sevdiği için mi görememişti ihanetini. Sahi aşk neydi? Nasıl fark edilir ki. Peki benim Ferhat 'a olan davranışlarım kalbimden geldiği için miydi? Babamın hem anneme hemde bana olan ihanetinden sonra hislerime hiç bir şey tercüman olmuyor. Ferhat'a hem temkinli yaklaşıyorum hemde deli gibi onu istiyorum. İçimde volkanik patlama yaşıyorum. Aşka olan inancımı bu denli kaybetmiş ve korkuyorken nasıl olacaktı? Ya bana karşı hiç bir şey hissetmiyor ve dedemin küçük hanımı görüyorsa o zaman benim hislerim ne olacaktı. Ya da tam olarak aşkın ortasındaysam? Diyordu Deniz aşık olduğunun farkında bile olmadan. Bir yandan babasının ihaneti diğer yandan annesinin aşkı. Babası da annesi gibi sevseydi böyle mi yapardı? Yada görünenin arkasında başka şeyler de mi vardı? Peki ya Deniz'in Ferhat'a olan hisleri, Ferhat'ın ise anlamlandıramadığı o heyecan ilk gördüğü andan 8 sene öncesine dayanan ve başlayan heyecanı Deniz de var mıydı? Karşılıklı iki kalbin birbirine aşkla bakması mıydı tüm bu yaşanılanlar. Bakalım yazar nasıl yön verecekti tüm bu olanlara😊 Uzun zaman sonra yeniden yazmak bana çok heyecan veriyor. Tabi ki bunda Denizin katkıları da büyük umarım aşk tadında okursunuz ve hayatlarınıza bir nebze de olsa dokunabilirim 🌸 Şimdiden okuyan beğenen beğenmeyen herkeseAll Rights Reserved