Bir hikaye nasıl başlar? Bazen nefretle, bazen sevgiyle, bazen ufak bir temasla, bazen tek taraflı bir aşkla, bazen yere düşen kitapların toplanması esnasında kız ve erkeğin göz göze gelmesiyle... Peki ya bundan sonrası? Genellikle bundan sonrası değil de, hikayenin nasıl bittiğini öğrenme merakıyla okunur bir çok masal. Ama önemli olan hiç bir zaman son veya başlangıç değildir. Hikayenin nasıl ilerlediğidir. Kız mutlu olmuş mudur? Erkek sevmiş midir? Acı çekmişler midir? Güzel vakit geçirmişler midir? Ve daha bir çok soru.
Eğer bu sorular sürekli sorulursa masal hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Ama son merak edilirse, masal daha başlamadan bitecektir.
İşte bir masal. Sonunu kimsenin merak etmeyeceği; acı-tatlı, iyi-kötü, doğru-yanlış, gerçek-yalan, her şeyden biraz barındıran bir masal.
Hikayenin kahramanı bir prenses değil, hatta bir kahraman bile değil. Sıradan bir insan.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmas ıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.